Didem MADAK
Edebiyat sahnesinin çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi, Didem Madak’ın hayat hikayesidir.
Didem Madak, 8 Nisan 1970’de İzmir’de doğar. Annesi Füsun, Madak doğduktan 6 yıl sonra şiirlerinde bahsettiği ‘uzun siyah saçlı kız’ Işıl’ı dünyaya getirir. Öğretmen olan anne babaları ile birlikte çok mutlu olan bu iki kız
Her ne kadar aşk romanı olarak geçse de değişen ve gelişen bir toplum incelemesi var. Bunun için de döneminde aşırı gelenekselci bir yapısı olan New York sosyetesi ele alınmış ve bu kadar kapalı bir toplumda bile zamanında felaket gözüyle bakılan değişimlerin, çok değil, bir jenerasyon sonra ortaya çıkabileceği anlatılmış. Bu geleneksellik, toplum
Yazarın kalemi ilk ilk defa tanıştım sevdiğim söylene bilir mi evet. Akıcı merak uyandırıcı yer yer üzen ve düşündüren bir konusu var betimleme pek sevmeyen ben bile merak ederek okudum çünkü her defasında neden sorusunu sordum neden gittiler neden böyle yaptıklar vs. Türü post modern olarak tanımlansa da ben karakterlerin içe dönüşü olarak algıladım.
•
Aslında bakıldığın da biraz Türk filmlerini anımsatan bir konusu var ama içeriğine girdiğinde altında yatanları okumak aşırı keyifliydi iki ana karakterin yaşadıklarına tanık olmak onlarla üzülmek ve düşünmek dibe burmuş bu iki kişinin birbirlerine ayna olmaları birbirlerine tutunmanın hikayesi kendi içerisinde verilen savaşlar giden umutlar kabullenilmeyen terk edişler. Kitaba başlarken hissettiğiniz duygu kitabın sonunda aynı olmuyor yazar çok farklı bir duygu içerisine sokuyor sizi.
•
Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Evli iki çocuk babası şu tesisatçısı İshak ve hastalığı nedeniyle eşi tarafdan terk edilen ressam Jülide bu iki farklı karakter karar alıp her şeyi geride bırakıp gitmeye karar verirler. İlk bakıldığında evli bir adamı yoldan çıkarmış bir kadın gibi gözükse de kitabın içerisine girildiğin de gerçekler ortaya çıktığında hiç de öyle olmadığını göreceksiniz ve sen İshak bu kadar iyi niyetine aşırı kızdım resmen iyi niyetinin kurbanı olmuşsun… Ben severek okudum size de okumanızı tavsiye ederim.
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226.3k okunma
Cumhuriyet kuruldugunda 13.5 milyon nüfusumuz vardı : 8.5 milyonu kadın, geri kalanların büyük çoğunluğu çocuk ve savaş artığı olarak tanımlanan, sakat gazilerimizdi.
İşe yarar, eli-ayağı tutan bir milyon erkek nüfus ya vardı ya yoktu. Onlarında kâhir ekseriyeti okur-yazar olmayan köylü, çiftçi ve esnafı.
Yeni bir devlet kurmuştuk: Bir avuç