Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zıtlıklar!..
~•~ Zıtlar birbirine o kadar yakındır ki, bir kere buluşabilseler bir daha ayrılmazlar... Hal böyle olunca günah ölçüsüne de bir had tanımak gerekiyor ve günahsızlık iddiası, günahların günahı olarak meydana çıkıyor. Çünkü bu noktada Allah'ın rahmetinden müstağni kalmak gibi muazzamların muazzamı bir günah, bir felâket doğmakta... ~•~
Haykıralım o halde!.
~•~ Allah,Allah!.. Bu ne müthiş imtihan!.. İnsana sayılar boyunca ismini tekrar ettiren bir mahkeme huzurunda bulunur gibi her ân imanını tazelemeye muhtaç olmanın hali... Bütün mü'minler bu hal içinde mi?.. Ne münasebet!.. îmanın ucuz, çok ucuz; pahalı, çok pahalı nice çeşitleri var!.. Mademki «hatarat» bıçağını kalbe her saplayışında acıların en dayanılmazını veriyor, demek bulunduğu mevki, acı duyduğu şeye en uzak nokta... Öyleyse şevkle, zevkle doğrulabilir ve gökte en uzak yıldızlardan bile duyulacak bir sesle «Allah!» diye haykırabilir. ~•~
Reklam
Tasavvufun Yönelimi!..
~•~ Evvelâ halktan uzaklaşmak, Hakta erimek, peşinden bu hal ile halka dönmek, olduktan sonra oldurmaya yönelmek vardır. Bunlardan birincisi «terk», ikincisi de «terk-üt-terk», terketmeyi terk etmektir. En büyük dereceyi ihtar eden ikinci basamağa birincisine ayak atmadan nasıl çıkılabilir? ~•~
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
..içinde tuhaf bir bikeslik hissi vardı. Evet, tuhaf bir histi bu: Bikeslik insana hüzün verir, halbuki bu histe mücadeleci ve kafa tutar, meydan okur gibi bir hal vardı. Kime kafa tutuyordu? Neye meydan okuyordu?
Sayfa 222Kitabı okudu
Lavabonun aynasına yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. Gülümsüyorum, bu öyle zoraki bir tavır ki aynadaki adamın yüzü acıklı bir hal alıyor.
Sayfa 101 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
TUHAF GLIFLER VE IDEOGRAMLAR
H glifinin birbirlerinin aynadaki yansıması olan ve iki sütun arasındaki çubuğun temsil ettiği bir köprü veya tünelle birbirine bağlanan iki dünya iki hal veya iki yaşam arasındaki ilişkilere işaret ediyor olabilir mi ? Eğer bu durum öyleyse glifin dik olmasının ve 90 dereceye yana yatmış olmasının hiçbir anlamı yoktur. Çünkü anlamı daima aynı olacaktır
Sayfa 81 - Alfa yayınlarıKitabı okudu
Yalnızca yönetim ve otorite güç ve zenginlik değil Veri ve bilgi de giderek bir avuç insanın elinde toplanıyor Ve gittikçe daha çok insan kendilerini dışlanmış unutulmuş değil de sanki zaten hiç fark edilmemiş gibi hissediyor. ... O halde nasıl oluyor da sosyal medyanın herkese eşit söz hakkı vermesini beklediğimiz bir devirde bu kadar çok insan
-Felsefe ha!.. Göğü zıpkınlamak işi… Keşke işiniz toprağı bellemek olsaydı! s.14 -Ne münasebet, diye geçirdi içinden; onlar ölü doğanlar, yaşamadan ölenler. Akıl, kendi kendisini patlatmaktan başka hangi güce sahiptir ki? s.18 Sana göre bir cevap vereyim: Her işde ölümü unutmaktan başka bir şey değil… Evet, size göre yaşamak bu!.. Naci, her
Sayfa 46 - büyük doğu yayınKitabı okudu
İnsanın en yakın dostu aynadaki aksi olmalıydı. Kendinizle vakit geçirmeyi öğrendiğiniz zaman her şey çok daha kolay bir hâl alıyordu.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
Herkes bir başkasının sağırı. Herkes kendisine benzemeyenin körü. Herkes kendisinin, ‘kendim’ derken içini doldurduğu her şey budalası. s.15 Anlamak ister gibi yapıyoruz duvarın ardındakini ama aynadaki suretimizin sarhoşuyken ne mümkün. s.16 ‘sen’ diyebilmek cevheri. s.17 “Kendimi düzeltirsem yeryüzü bir yanlıştan kurtulacak.” “Cümleler
Sayfa 91 - profil kitapKitabı okudu
Yani, o aynadaki yabancının yalnız birisi olduğuna inanıyordum, hepimizin gözünde farklı birisi, ben olduğunu zannettiğim yalnız birisi. Böylelikle hazin halim karmakarışık bir hal alıyordu. Sadece başkaları için değil, kendi nazarımda da yeni keşfettiğim yüz bin Mascarda.
Fert - Cemiyet
“Tasavvuf bu sırrı da çözmüştür. Evvela halktan uzaklaşmak. Hakta erimek, peşinden bu hal ile halka dönmek, olduktan sonra oldurmaya yönelmek vardır. Bunlardan birincisi “terk” ikincisi de “terk-üt-terk”, terketmeyi terketmektir.”
Sayfa 145 - Büyük Doğu Yayınları, 10. Basım/Eylül 1999Kitabı okudu
Gülümsüyorum, bu öyle zoraki bir tavır ki aynadaki adamın yüzü acıklı bir hal alıyor.
İçimizde bir yan birbirine çok benziyor,aynadaki yansımam gibi senin içindeki birçok hal.
Sayfa 113Kitabı okudu
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.