Aynen Öyle
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir mânası ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilakis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin.
Sayfa 225Kitabı okudu
"Bilmiyoruz." Bir sigara daha yaktı. "Her neyse, adam ölmüştü. Ve biz ormanın derinliklerinde bir yerde, yarı çıplak ve çamura bulanmış bir halde, ayaklarımızın dibinde bir cesetle duruyorduk. Hepimiz sersemlemiş haldeydik. Bilincim bir kayboluyor, bir yerine geliyordu, uyuyakalmak üzereydim ama sonra Francis yakından bakmak için
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
"Anlayacağın üzere, bu noktada artık vazgeçmenin eşiğine gelmiştik," dedi sakince. "İlginç bir girişim olmuştu ama yeterince ilginç değil, ayrıca çok zahmetliydi. Kaç defa az kalsın bizi yakalayacaktın, haberin yok." "Öyle mi?" " "Aynen." Viskisinden bir yudum aldı. "Kır evinde kaldığımız bir gece saat sabahın üçünde alt kata indiğin zamanı hatırlamıyorsundur herhalde," dedi. "Kitap almak için kütüphaneye inmiştin. Merdivenlerden indiğini duymuştuk. Ben perdelerin arkasına saklanmıştım, istesem kolumu uzatıp sana dokunabilecek kadar yakındım. Başka bir keresindeyse daha biz eve dönmeden uyanmıştın. Eve hırsız gibi arka kapıdan girmek, merdivenlerden görünmeden, gizlice çıkmak zorunda kalmıştık, o karanlıkta çıplak ayaklarla ormanda gizlice dolaşmak çok yorucuydu. Ayrıca hava giderek soğuyordu. Oreibasia'nın kışın ortasında gerçekleştiğini söylerler ama Peloponnesos'un yılın o zamanları Vermont'a kıyasla çok daha ılıman bir havaya sahip olduğunu düşünüyorum."
Sayfa 203Kitabı okudu
"Senin hiçbir şeyin yok mu anlatacak?" " Ne anlatayım?" diyor Aynen böyle. Ne anlatacağını da ben söyleyeceksem, kendi kendime konuşurum. Zaten öyle olmuyor mu?
"Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider," diye mırıldandı, belli ki bir şiirden bir dize okumuştu. "Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil. İnsan kendine faydası olacak hayvanları evcilleştirip düşmanca davrananları yok etti, toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi. Ama sonra insan yok oldu ve ilkel hayat geri dönüp onun elleriyle yaptığı her şeyi sildi süpürdü. Arazileri orman oldu, tarlaları yabani otlarla doldu, sürülerini yırtıcı hayvanlar yedi. Baksanıza Cliff House sahilini bile kurtlar basıyor." Bu düşünce onu dehşete düşürdü. "Bir zamanlar dört milyon kişinin gülüp eğlendiği buralarda şimdi kurtlar geziniyor, yabani torunlarımız, tarihöncesi dönemlerden kalma silahlarla bu koca dişli yağmacılara karşı kendilerini savunuyor. Bir düşünün! Hepsi de o Kızıl Ölüm yüzünden..."
"Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider," diye mırıldandı, belli ki bir şiirden bir dize okumuştu. "Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil. İnsan kendine faydası olacak hayvanları evcilleştirip düşmanca davrananları yok etti, toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi. Ama sonra insan yok oldu ve ilkel hayat geri dönüp onun elleriyle yaptığı her şeyi sildi süpürdü. Arazileri orman oldu, tarlaları yabani otlarla doldu, sürülerini yırtıcı hayvanlar yedi. Baksanıza Cliff House sahilini bile kurtlar basıyor." Bu düşünce onu dehşete düşürdü. "Bir zamanlar dört milyon kişinin gülüp eğlendiği buralarda şimdi kurtlar geziniyor, yabani torunlarımız, tarihöncesi dönemlerden kalma silahlarla bu koca dişli yağmacılara karşı kendilerini savunuyor. Bir düşünün!"
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.