Ah be emmi!.. Kim dedi ki sana "kitap yaz" diye?
Kitabı fuardan almıştım. O da tamamen çağrışım etkisinin bok yemesi... Epeydir Ercüment Cengiz'in "Gırnatacı" ve "Çellocu" kitaplarını merak ediyordum, kitabın adının da "Gitarist" olduğunu görünce dedim bir deneyelim bakalım, belki değişik bir kitaba rast
Schopenhauer-Afroizmalar
Nietzsche’nin hocası diye merak salmıştım Schopenhauer’e...
Pesimist bir filozof olması pek ortak nokta bulamama sebep olsa da düşünceleri gerçekten hoşuma gitti. O kadar karamsar ki, cümlelerini okurken kulaklarımda Müslüm Gürses şarkısı yankılandı. “Aforizma; kilit noktalar”
Demek. Kitap gerçekten hakkını verdi hayatın olmasa da Schopenhauer ın felsefesi üzerine tüm kilit noktaları anlattı. Zevkle okudum. Etkileyiciydi. Not aldığım çok cümlesi oldu.
Varoluşun ve iradenin ızdırabından bahsediyordu. Nurettin Topçu aklıma geldi, o da iradenin verdiği yükümlülükten bahsediyordu “ızdırabı olmayanın amacı yoktur “ diyordu. Dünya hayatından ümidini kesmiş olan Schopenhauer sanki islamı tanısan Müslüman olacakmış imajını verdi. “ Dünyanın, özü kötüdür. Yapılması gereken yaşama istencini yok etmektir” Dünya malı ve Düya mutluluğunun ötesinde birşey arıyordu... Geçici olduğunu söylüyordu. En etkilendiğim yer şu şekildeydi “ Varoluşumun ızdırabını çekiyorum. Varolmaya çalıştıkça gökyüzünün altında eziliyorum “
Gerçektende insan varolmaya çalıştıkça ne kadar küçük olduğunu koca Evren’de “hiç” olduğunu anlıyor...
Aynı dertten muzdaribim ,mi demeliyim , yoksa kendimi nasipli mi görmeliyim...:) Kitabı şiddetle tavsiye ederim :)
Henüz güneşin tepelerden yüzünü göstermediği, gecenin bu en sessiz vaktinde koca bir destana veda ederken ve tüm hislerim tazeyken, düşüncelerimin mezara hiçbir zaman girmeyeceğinin inanç ve emniyetiyle yazıyorum. Biliyorum ki şu zamana kadar yazdığım beş on yazıdan çok daha farklı, yeri doldurulamaz ve unutulmayan bir parça olarak burada