İnsan hiç tanımadığı birini nasıl sever? Daha doğrusu neden sever? Niyetini, kalbini, aklını bilmediği birini... Hoş, tanıdıklarımızın büyük bir bölümünün niyetini de kazık yedikten sonra öğreniyoruz ya neyse. Hadi onu geçtim, kafedeki garsona nasıl seslendiğini, gazeteyi okumaya (eğer okuyorsa tabi) nerden başladığını, sağ eliyle mi, sol
"Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir, yalnızca o an ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçeği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır. Aşk'ı yaratan ve çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü, böyle olmasaydı, insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı. "
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir,yalnızca o an, ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır.Aşkı yaratan ve çalışan,dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El.Çünkü,böyle olmasaydı, insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
''Dünyada her zaman bir başkasını beklemekte olan biri bulunduğunu kolayca anlayabilirdi... İki insan karşılaşınca, gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir, yalnızca o an gökkubbe altında her şeyin aynı ‘El’ tarafından yazıldığı gerçeği vardır,bu inanılmaz bir gerçek vardır. Aşk’ı yaratan, çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmak El’in gerçeğiydi..Böyle olmasaydı insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı...''
"Evimize bir fahişe alırsak konu komşu ne der?" diye itiraz ettim. "Zaten her hareketimizi gözetliyor, habire dedikodumuzu yapıyorlar. Bir de elin fahişesiyle aynı çatı altında yaşayarak elaleme malzeme mi verelim?" Şems başını kaldırıp, semaya baktı. "İyi de Kerra, zaten hepimiz aynı çatı altında yaşamıyor muyuz? Veziri de dilencisi de, bakiresi de fahişesi de, alimi de cahili de… İşte hepimiz buradayız ya! Aynı gökkubbe altında!"
Sayfa 327Kitabı okudu
Evrenin saf diliydi bu, herhangi bir açıklamaya gereksinimi yoktu, çünkü Evren'in sonsuz zamanda yoluna devam etmek için hiçbir açıklamaya gereksinimi yoktu. Delikanlı o anda, hayatının kadınının karşısında olduğunu ve kızın da hiçbir söze gerek duymadan bunu bildiğini biliyordu. Ana babası, ana babasının anababası, biriyle evlenmeden önce ona kur yapmak, nişanlanmak, onu tanımak ve para sahibi olmak gerektiğini söyleseler de, delikanlı dünyada en çok bundan emindi. Bunun tersini söyleyenler, evrensel dilden habersiz kimselerdi. Çünkü bu dili bilen biri, ister çölün ortasında ya da ister büyük kentlerin göbeğinde olsun, dünyada her zaman bir başkasını beklemekte olan biri bulunduğunu kolayca anlayabilir. Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir, yalnızca o an, ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır. Aşk'ı yaratan ve çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü, böyle olmasaydı, insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Aşk
Evrenin saf diliydi bu, herhangi bir açıklamaya gereksinimi yoktu, çünkü Evren 'in sonsuz zamanda yoluna devam etmek için hiçbir açıklamaya gereksinimi yoktu.Delikanlı o anda, hayatının kadınının karşısında olduğunu ve kızın da hiçbir söze gerek duymadan bunu bildiğini biliyordu. Ana babası , ana babasının anababası , biriyle evlenmeden önce ona kur yapmak , nişanlanmak , onu tanımak ve para sahibi olmak gerektiğini söyleseler de , delikanlı dünyada en çok bundan emindi. Bunun tersini söyleyenler , evrensel dilden habersiz kimselerdi. Çünkü bu dili bilen biri , ister çölün ortasında ya da ister büyük kentlerin göbeğinde olsun , dünyada her zaman bir başkasını beklemekte olan biri bulunduğunu kolayca anlayabilir. Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca , bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir , yalnızca o an , ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır , bu inanılmaz gerçek vardır. Aşk'ı yaratan ve çalışan , dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü , böyle olmasaydı , insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
Sayfa 110Kitabı okudu
"..aynı gökkubbe altında, aynı yıldızlara bakarken, yakın olan uzakta.." 1kul
Evrenin saf diliydi bu. Bunun tersini söyleyenler, evrensel dilden habersiz kimselerdi. Çünkü bu dili bilen biri, ister çölün ortasında ya da ister büyük kentlerin göbeğinde olsun, dünyada her zaman bir başkasını beklemekte olan biri bulunduğunu kolayca anlayabilir. Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir, yalnızca o an, ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır. Aşk'ı yaratan ve çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü, böyle olmasaydı, insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
"aynı anda, kaşlarımda biriken ter damlaları, birden akıp ılık ve kalın bir perdeyle gözkapaklarımı örttü. gözlerim bu yaş ve tuz perdesi altında görmez olmuştu. artık güneşin beynimde çıkardığı zil seslerinden başka bir şey duymuyor, belli belirsiz, hep karşımda duran bıçağın kılıç gibi fışkırttığı parıltıdan başka bir şey görmüyordum. bu yakıcı kılıç kirpiklerimi kesiyor, acıyan gözlerimi oyuyordu. işte, o sırada her şey sallandı. denizden kalın ve kızgın bir soluk geldi. sanki gökkubbe ateş yağdırmak için boydan boya yarılıyordu. bütün vücudum gerildi, elim tabancam üzerinde kasıldı. tetik oynadı, avucum kabzanın cilalı karnına dokundu. işte, her şey o kuru, o sağır edici ses içinde başladı. üzerimden ter ve güneşi silkip attım. günün dengesini, üzerinde mutlu olduğum kumsalın o olağanüstü sessizliğini altüst ettiğimi arıladım. o zaman yerde cansız yatan cesede dört el daha ateş ettim. kurşunlar, görülmeden saplanıyordu. yıkımın kapısını kesik kesik dört kez çalmıştım sanki.” (bkz: albert camus) -(bkz: yabancı)
Reklam
Ve bu iki insan karşılaşınca ve gözleri buluşunca, bütün geçmiş ve bütün gelecek artık bütün önemini yitirir, yalnızca o an, ve gökkubbe altında her şeyin aynı El tarafından yazıldığı gerçekliği vardır, bu inanılmaz gerçek vardır. Aşk'ı yaratan ve çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü, böyle olmasaydı, insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.