ANKARA 1978. tek başımayım, bana bir ses konuşuyor. Eğer uyuyakalmıyorsam sonuna kadar dinliyorum. Ilık ve güzel bir ses. Sonunda böyle karar veriyorum. Tırmalamıyor okşuyor, itip yıkmıyor, biraz eşeleyip kabartıyor. Ve sonunda uykum kaçıyor. Balkona çıkıp toksinlerini çıkaran kente bakıyorum. Ve dinlemeye devam ediyorum. Yadırgamıyorum kendimde
youtu.be/tAzmPho2qZs
"... Ve bitti!
Sonra yalnız bir opera başladı
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim.
SONSÖZ
Bu hayatta hep bir şeyleri affetmeye, temizlemeye çalıştık. Birçok eğitime, seminere gittik. Birçok şey öğrenmeye çalıştık. Bunları ben de yaptım. Ne hikmetse vaktiniz gelmeden açılamıyorsunuz, gemi limandan çıkmıyor. Aslında herkesin bir vakti var ama dikkat etmemiz gereken şudur: Vakti geçenler de var... Niyet ediyorum, vakti geçenlerden
"İnsan uykuya daldığı anda zaman ortadan kayboluyor. Bu yüzden zaman geçerken acı duyan insanlar için en iyi çare uyumaktır. Ölüm de muhtemelen aynı kapıya çıkıyor olsa gerek. Fakat ölmek öyle göründüğü kadar kolay değildir."
Aynı merdivenin basamakları. Ben en alttayım, sen yukarıda, on üçüncüde filansın... Ama hepsş aynı kapıya çıkıyor. Alt basamaktan nasıl olsa en üsttekine gidilir.
Sayfa 141 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bizim olmayan o şehirlere hep uzaktan baktık. Hepsinde yabancıydık...
Gün doğarken bir kapıdan çıkıyor ve gün batarken aynı kapıya gelip duruyorsak bu yürümediğimizin resmidir.