Kitaptan en sevdiğim alıntı: "Birbirinizin fincanını doldurun ama aynı fincandan içmeyin. Birbirinize ekmeğinizi verin ama aynı somundan yemeyin. Birlikte şarkı söyleyin, dans edin ve neşeli olun, ancak her biriniz yalnız olsun, Lavtanın telleri yalnız olsa da aynı müzikle titriyorlar."
+48
Yağmur çisil çisil yağan her yağmurda yeniden doğarım bilirmisin bana yaşadığımın hissini verir toprağa vuran damlaların raks ettiği etrafa yaydığı toprak kokusu alır götürür ne varsa içimde birikmiş sanki bütün evrendeki yasakları çiğnemişim ayaklarım islanır tebesümle şeker değilsinya erimezsin dedirtir dilimde her yağmurda aynı
Reklam
Herkes biliyor
Herkes bilir ki hilelidir zarlar Herkes içinden dua edip sallar Herkes bilir ki savaş bitti Herkes bilir, iyiler kaybetti Herkes bilir, bu dövüş danışıklı Fakir gene fakir, zengin daha varlıklı Bu işler böyledir Herkes bunu bilir Herkes bilir ki delik kayığın dibi Herkes biliyor kaptan kandırdı bizi Herkesin içinde aynı kırık duygu Az önce baban ya da köpeğin ölmüş gibi Herkes biliyor Veba kapımızda Herkes biliyor ki yaklaşıyor hızla
Sayfa 134
480 syf.
5/10 puan verdi
No 26 ama daire 7siz 7 numara
Mine -nâmı değer İnci Küpeli Kızımız- yanlışlıkla internete şarkı söylediği bir videosu düşüp patlayan bir şarkıcı adamın daha iyi haberini yapabilmek için onunla aynı binaya oturmasıyla başlıyor, konu alıyor da diyebiliriz. Ama şunu diyeceğim ben kitabı çok önceden okumuştum bu yüzden Efe’yle (yani o şarkıcı) aynı binaya oturmasını bilerek mi
No: 26
No: 26Beyza Alkoç · İndigo Kitap · 20219,1bin okunma
Dün tam anlamıyla mezun oldum. Karneleri aldık ve ben artık zorunlu okul hayatıma veda ettim. Her şeyi son kez yapmanın bana verdiği acıyla okul merdivenlerinden tekrar yukarı çıkıp katların arasına dolaşıp sınıfa girmek... O kadar üzücüydü ki kendimi tutmamaktan korktum. Son kez merdivenlerden çıkmak, son kez sınıfın kapısından geçmek, o kapıyı örtmek, sıraya oturmak, son kez öğretmenleri dinlemek çok üzücüydü. Son kez okulda İstiklal Marşı okumak, son karne töreni, son kez kürsüye çıkmak. Sonların, sonu yok. Artık veda vakti geldiğinde öğretmenlerimle sarılıp biraz duygusallaştık ve ben ingilizce öğretmenime sarılırken artık kendimi tutamayıp ağladım. Ve ben ağlayınca, o da ağladı. Yaklaşık 3 dakika sarılarak ağladık, ama bir ömür gibi geldi. En zoru ise arkadaşlarımdan ayrılmak oldu. Sarılıp bırakmak gelmedi içimden. Sürekli görüşürüz desekte herkesin yeni bir hayatı olacağı için biraz zorlaşacak bu durum. Ve son ayrılık, arkamı dönüp baktığımda gördüğüm 4 yıl. O bankta oturuşum, kürsüde bağırarak şarkı söyleyişim, her geç kaldığımda aynı yerde bekleyen nöbetçi öğretmen, kahkahalarım, ağlamalarım ve hatta çığlıklarım. Hepsi gözümden geçti. O an yapabileceğim tek şey bu dört yıl için teşekkür etmekti. Ben ise bu gücü bile kendimde bulamayıp karneme bakarak, ağlayarak okuldan çıktım. Yüksek ihtimal karnemin kötü geldiğini düşünmüştür çevredekiler. Olsun :") sorun değil. Umarım bu yeni hayat beni hep güldürür 💖
360 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Diyor ya “Bülbüller sadece bizi keyiflendirmek için öterler. İnsanların bahçelerini didiklemez, mısır ambarlarına yuva yapmazlar. Kalplerini bize açıp şarkı söylemekten başka hiçbir şey yapmaz onlar.. işte o yüzden bir bülbülü öldürmek günahtır.” Kitabın ana karakteri de henüz bir çocuk olmasına rağmen kendini bir bülbül misali ifade etmektedir. Kitabı okudukça sizin de Scout gibi masumiyetin, doğallığın nezaketin ve sevginin kalbinize işlediğini hissedeceksiniz. Kitap, bir kasabanın hikayesini anlatmaktadır . Yazar, çirkin bir önyargının zehirlediği beyinleri bir bir bize aktarmakta olup yürek burkan tasvirlerle bir çocuğun gözünden kasabadaki eşitsizliği göz önüne seriyor. Estetiğin olmadığı bu yapıt aynı zamanda masum bir aşk hikayesini de ele almaktadır. İnsan doğasının derinine inmeyi çok güzel başarmış yazar..
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınevi · 202072,8bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.