Kimsenin hikayesini bilmeden ne çok yargılıyoruz. Giydiği kıyafetiyle, fiziksel özellikleriyle, dinlediği müziklerle.. Hani önemli olan kalpti? O kadar çok duyar kasıyoruz oysa sonucu dediklerimizle bir mi oluyor, pek sanmıyorum. Ağzımızdan çıkanı kulaklarımız duymuyor, herkes tıkamış kulağını konuşuyor. Tanımadığımız insanlar hakkında bile ne kadar çok fikrimiz var. Kimse kendine toz kondurmuyor ama. Kimse aynı şartlarda yaşamıyor, kimse aynı sıkıntılarla uğraşmıyor, kimsenin hikayesi birbirine benzese bile bambaşka. Bunları da geçtim bilmediğimiz konularda bile eleştirmeyi neden görev edinmişiz? Eleştiri insanı yukarı taşır ama hangi eleştiri, bunu unutuyoruz. Sadece konuşuyoruz, kimseyi düşünmeden.. Orda burda duyar kasmak yerine herkes kendi hatalarına baksa, kendini eleştirse bir şeyler düzelecek aslında.. Umarım anlamakta daha da gecikmeyiz..
🐠 ~ İnsanlar artık birbirine bir şey anlatmıyor. “Herkesin derdi kendine!” düşüncesi var. Başkasının derdiyle dertlenmek, kavramı yerini, “kişisel hayat” adı altında, birbirini unutan, yalnızlaştıran, bencil, egoist insanlara bırakmış. İçindeki acıyı göstermeye korkuyor insan, insanlar deva olmak yerine tuz olduğu
Reklam
Çığır Açan Bir Çalışmanın Perde Arkası
Seks insanoğlunun yüzyıllardır hem korktuğu hem de yasakladığı, gizlediği, konuşmaktan çekindiği kavramların başında geliyor. Ne kadar kaçmaya çalışsak da bir tabu olarak beynimizin bir köşesine kıpırdamaksızın kurulduğu için ondan kurtulmamız bir türlü mümkün olmuyor. Seks hep saklanması gereken, ayıp bir kavrammış gibi muamele görüyor.
Herkes aynı geceyi yaşamıyor...
Nefsini bilen Rabbini bilir - Garib Çoban
Madem insan kulağından beslenir ve kainat asla boşluk kabul etmez. Ey garip sen de vücudun ülkesini boş bırakmayıp ateş-i aşkla âh eyle dem be dem. Seyahat ediniz ki tertemiz olasınız zira suyun bile bir yerde çok kaldığında tadı, rengi, kokusu bozulur, güzelliği kaybolur. O gül yaprağı toprağa düştüğünden beri yüreğimiz kor, içimiz Kerbelâ
71 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.