Dikkat spoiler içerir.
Selim küçük bir çocukken canavarlar gördüğünü söyler ancak kimseyi inandıramaz. Hatta Neval adında bir kızı kurtarır. O canavarlar bir gün annesini öldürür. Bundan sonra okulu bırakan Selim, Wing Tsun eğitimi alır ve sokaklarda o canavarları aramaya başlar. Bu arada Mühendis lakaplı biri ile tanışır ve arkadaş olur. Bir gün evinde bir hançer bulur. Bu hançer ile o yaratıkları öldürmeye başlar. Ve yıllar sonra tesadüfen Neval ile karşılaşır. O da Selim gibi düşünce gücü ile bir yerlere gidebilmektedir. Bu canavarlara Spiritus denmektedir ve bu yaratıklar insana benzemek için insanlara dokunup onları öldürmektedir. Böylece Neval ve Selim'in de Melez bir Spiritus olduğu ortaya çıkar. Bir yandan Spiritus ile savaşırken bir yandan Neval'in uyuşturucu bağımlılığını engellemeye çalışan Selim acaba başarılı olabilecek midir? Aslında kimdir ve neden o hançer kendisine verilmiştir? Gerçek babası kimdir ve onu neden görmemiştir? Keyifle bir solukta okunan bir roman.
Çok beğenerek okumuştum .Selim gerçekten cesurluluğuyla beni kendine hayran bırakan bir karakterdi.Eğer ilk gerilim,macera tarzı okuyacağınız bir kitapsa öneririm.Ama bu konuda çokca kitap okumuşsanız bu kitap size biraz hafif kaçabilir.Fakat yine de şans verilmesinin gerektiğini düşündüğüm bir kitap.
Selim daha küçük yaşlarda dışarda oynarken sürekli elindeki sopayla etrafında olan canavarları öldürmeye başlamıştı. Selim için bu sadece bir oyundu aslında. Gerçi o yaşlarda ki bir çocuk gayet normal bir hayal dünyası aslında
Bir gün yine bu savaşı sırasında küçük bir kızın çığlıklarını duymaya başlar. Yanina gidip yardım eder. Aslında Neval buraya nasıl gelmişti ve neden evine tekrar dönemiyordu bunu cok merak etmisti
Birlikte evine gittiklerinde annesi yine kömür isine bulanmış halde diye kizsa da arkadaşını görünce kaybolmuş bir çocuk olduğunu düşünür. Ve emniyette ailesine teslim edilir Neval.
Ama Neval Eskisehir' de otururken Istanbul' a nasıl gelmişti acaba.
Zaman ilerleyip büyüdüklerinde ise Selim aslında bir oyunun değilde insanları öldüren ama nasıl durduracağını bilmediği garip bir dünya içinde bulur kendisini.
Büyük bir merak ve heyecanla bir solukta okuyup bitirdim ilk kitabimi. Hemen hiç arayı açmadan ikinciye başlıyorum. Yoksa meraktan çatlayabilirim
Ve Spiritus Ruhlar Dünyası ile seriyi tamamladım.
Aslında okumaya başlarken şu ruhlar meselesi biraz korkmama neden olsa bile okumaya devam ettikçe çok yersiz olduğunu anlayabildim
Ilk kitapta Selim ve Neval ruhlar dünyasında insanları öldürüp insna dönüşmeye çalışan ruhlara karşı savaşıyorlardı.
Bu kitapta ise savaş daha ileri noktalara kadar gidiyor.
Gerçek babası hakkında yeni bilgiler edinen Selim artik hedefini belirlemişti.
Ama bu esnada yaşadığı dünya da da başına yeni belalar açmaktan da geri kalmıyor.
Yeni sorumlular yeni hedefler yeni dostlar ile artık hedefine doğru yürümekten başka yolu yoktur.
Aslında okurken Mühendis konusunda çok daha derin hislerim oluşmuştu. Onun icin çok güzel planlar dolaşıyordu zihnimde ama neyse.
Yaşlı adamın yeni hikayesini ise merakla bekliyorum artik
"Bazen en başına dönmek istersin hani,geriye dönüp koşmaya başlarsın;koşar,koşar,koşar ama bir türlü varmak istediğin yere ulaşamazsın....Öyle çabalarsın ,öyle çabalarsın ki harcadığın enerjiye baktığında sen bile kendine inanamazsın...'Bu kadar mücadeleyi ben mi verdim ?'dersin ;kendine hayret eder,hayatın boyunca göstermediğin o savaşçı ruhunu ortaya çıkarışını izlersin...Bırak başkalarını,kendin bile bilmiyorsundur böyle bir ruha sahip olduğunu ama yine de istediğin o başa bir türlü dönemezsin...."
"Amaçsız insanların ama'sı olmaz....Onların sadece 'ben'faktörü vardır....Sadece kendileri vardır ;başkalarının ne yaşadığı,ne çektiği kendileri nezdinde önemsizdir....Hayatlarında 'ama'diye bir kelime hiç var olmamıştır...."
Fantastik türde Türk bir yazardan okuduğum ilk kitap oldu 'Ateşten Hançer '...Güzel bir konusu var ve kurguda gayet başarılı....Kolay okunan ,akıcı bir kitap ....Fantastik kitaplara ilginiz varsa yada farklı bir tür okuyup biraz farklılık olsun derseniz şayet soluklanmak için tercih edilebilir....Özellikle gençlerin çok sevecegine eminim.....Umarım bir gün fantastik türde yazan yazarlarımız çoğalır Düşüncesi bile mutluluk verici....