Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu.
Sayfa 200Kitabı okudu
Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Reklam
Nuran
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikâyetçi olmasına şaşırıyordu. Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 198 - Dergâh Yayınları
Deniz toprak gibi gökyüzünden ayrı değildir; göğün renkleriyle daima uyum içindedir, en ufak ton farkından bile etkilenir. Güneşin altında ışık saçar ve her akşam güneşle birlikte adeta ölür.
Sayfa 150
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikâyetçi olmasına şaşırıyordu. Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 200
_Aklı başındalık, düşünüp-taşınıp, tartıp, tercih etmeye yönelik bir erdemdir ve bir anlamda pek çok erdemin ustasıdır. Bu bağlamda basiret ve zeka gibi yine ruhun bu kısmına ait erdemler, aklı başındalığın kalfası, ruhun diğer kısmındaki karakter erdemleri ise çırağı konumundadır. Öte yandan erdemlere yönelik doğal eğilimin söz konusu olduğu
Reklam
Çevremdeki sistemato'lar hangi konuda imrendirebilir be­ni? Onları görünce, neyin dışında bırakılmışım? Bir "düş", bir "aşk", bir "birlik" dışında olamaz: "düzenini kurmuş olan­lar" dizgelerinden yakınır dururlar, birlik düşü de başka bir be­ti oluşturur. Hayır, benim dizgede düşe dönüştürdüğüm çok alçakgönüllü bir şey (parıltısız olduğu için daha da çelişkin bir düş): yalnızca bir yapı istiyor, bir yapı arzuluyorum ben (bu sözcüğe diş gıcırdatırlardı eskiden: onu soyutlamanın son noktası olarak görürlerdi). Hiç kuşkusuz, yapıda bir mutluluk yoktur; ama her yapı oturulabilir niteliktedir, en iyi tanımı da budur belki. Beni mutlu etmeyen yerde de pekâlâ oturabili­rim; hem yakınıp hem sürdürebilirim; katlandığım yapının anlamını yadsıyabilir ve kimi gündelik parçalarının (alış­kanlıklar, ufak tefek hazlar, küçük güvenlikler, çekilebilir şeyler, geçici gerilimler) içinden fazla tiksinmeden geçebili­rim; dizgenin bu durumundan (onu gerçekten oturulabilir kı­lan şey) sapık bir haz bile alabilirim: Daniel le Stylite sütu­nunun üstünde çok güzel yaşıyordu; onu bir yapıya dönüş­türmüştü (oysa çok zor bir işti bu). Düzenini kurmak istemek, yaşam boyu yumuşak başlı bir gözetici edinmek istemektir. Destek olarak, yapı arzudan ayrı tutulmuştur: benim istediğim "bakılmak"tır yalnızca, bir ki­bar orospu gibi.
Sayfa 47 - Tutti sistemati/Düzenini kurmuşKitabı okudu
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
sevişmenin beklenişi, şaşkınlığı öyle büyük hazlar ekliyordu şehvete -dile getirilmek için bir tek gece öylesine yetişir en büyük aşka,
"Sizi kim yolladı?" diye sordu son takipçiye. "Bilmiyorum," dedi İngiliz çabucak. Gözlerini namludan ayırıp kapıya baktı. Çıkıştan yirmi adım uzaktaydı. "Ne demek bilmiyorum?" diye sordu Roma. "Tüccarlar aralarında Larkspur'un Juliette Cai'yi ya da Roma Montagov'u öldürene para ödülü vereceği hakkında konuşuyorlardı,” dedi adam kekeleyerek. "Şansımızı denedik. Lütfen... bırakın gideyim. Geri çevrilemeyecek kadar iyi bir fikirdi, anlarsınız ya? İkinizi ayrı ayrı bulmakla zaten çok zorlanacağımızı biliyorduk ama sonra buluştunuz. Başaracağımızı da düşünmüyorduk da..."
Sayfa 238
85 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.