Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deniz toprak gibi gökyüzünden ayrı değildir; göğün renkleriyle daima uyum içindedir, en ufak ton farkından bile etkilenir. Güneşin altında ışık saçar ve her akşam güneşle birlikte adeta ölür. Güneş yok olduğunda deniz onu özlemeye devam eder, tekdüze bir karanlığa gömülen toprağın aksine güneşin ışıklı hatırasını bir süre korur. Bu denizin hüzünlü yansımalarının saatidir, tatlılığıyla kalbimizi yumuşatır, eritir sanki.
Sayfa 222
Ve farkına vardı ki bencillikten, tensellikten tamamen arınmış olan aşk, içinde bütün yumuşaklığı, muazzamlığı ve ilahiliğiyle hissetmek istediği aşk Françoise kadar yaşlı akrabaları, hizmetkârları ve doktoru da kapsıyordu; şimdi bütün canlıların ruhuna benzeyen ruhu Honoré’yi onlarla birleştiriyor ve Françoise’a da onlara bağlandığı sevgiyle bağlanıyordu, Françoise ’a ayrı bir aşk beslemiyordu artık. Bundan bir üzüntü duyması bile imkânsızdı, çünkü sadece ona yönelen bir aşk, hatta bir tercih fikri tamamen yok olmuştu.
Reklam
Gitmem gerekti, kederli ve üşümüş, senden ayrı kalmam gerekti.
Çevremdeki sistemato'lar hangi konuda imrendirebilir be­ni? Onları görünce, neyin dışında bırakılmışım? Bir "düş", bir "aşk", bir "birlik" dışında olamaz: "düzenini kurmuş olan­lar" dizgelerinden yakınır dururlar, birlik düşü de başka bir be­ti oluşturur. Hayır, benim dizgede düşe dönüştürdüğüm çok alçakgönüllü bir şey (parıltısız olduğu için daha da çelişkin bir düş): yalnızca bir yapı istiyor, bir yapı arzuluyorum ben (bu sözcüğe diş gıcırdatırlardı eskiden: onu soyutlamanın son noktası olarak görürlerdi). Hiç kuşkusuz, yapıda bir mutluluk yoktur; ama her yapı oturulabilir niteliktedir, en iyi tanımı da budur belki. Beni mutlu etmeyen yerde de pekâlâ oturabili­rim; hem yakınıp hem sürdürebilirim; katlandığım yapının anlamını yadsıyabilir ve kimi gündelik parçalarının (alış­kanlıklar, ufak tefek hazlar, küçük güvenlikler, çekilebilir şeyler, geçici gerilimler) içinden fazla tiksinmeden geçebili­rim; dizgenin bu durumundan (onu gerçekten oturulabilir kı­lan şey) sapık bir haz bile alabilirim: Daniel le Stylite sütu­nunun üstünde çok güzel yaşıyordu; onu bir yapıya dönüş­türmüştü (oysa çok zor bir işti bu). Düzenini kurmak istemek, yaşam boyu yumuşak başlı bir gözetici edinmek istemektir. Destek olarak, yapı arzudan ayrı tutulmuştur: benim istediğim "bakılmak"tır yalnızca, bir ki­bar orospu gibi.
Sayfa 47 - Tutti sistemati/Düzenini kurmuşKitabı okudu
Bağımlılık tedavisiyle yapılan ilginç bir deney şöyle: Bir deney hayvanını bir kafese tek başına koyup, içebileceği iki ayrı suyun hayvana sunulduğunu hayal edelim. Sulardan birisi normal suyken, diğer su kanabisli su olsun. Hayvan kafeste tek başınayken, o an kendisine haz verecek tek şey kanabis olduğu için kanabisli suyu içmeyi tercih ediyor. Kafese şayet dört erkek dört dişi hayvan koyulursa ve hayvanlar birbirleriyle kolayca iletişim kurabiliyor, rahat bir şekilde cinsel aktivitelerde bulunabiliyorlarsa bu defa hayvanlar normal olan suyu içmeyi tercih ediyorlar. Zira, sosyal iletişim ve cinsellik, kanabisin verdiği hazdan daha büyük bir haz. Bu deney bize şunu anlatıyor: Birey çevresindeki alternatifler içerisinde kendisine dopaminerjik olarak en yüksek hazzı yaratacak eylemi tercih eder. Dolayısıyla, bağımlılığın en kolay tedavi yöntemi, sosyal iletişim, sosyal birliktelik ve yeni hazlar oluşturmaktır. Halbuki bizler bugün çoğunlukla bağımlı bireyleri ötekileştirerek onları bağımlı olukları maddenin kucağına itiyoruz...
Sayfa 155
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu.Mizah edebiyatlarının bellibaşlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu.Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Herşey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 199 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çifçinin de bir sanatçı olacağı gün gelecektir. Anlatmak yeteneğinden yoksun bile olsa (o zaman bunun önemi pek az olacaktır) güzeli duyumsayabilecektir. Şiirin gizemli sezgisinin onda bir içgüdü ve belirsiz bir düşlem olarak bulunmadığı mı sanılıyor? Bir parça rahatın koruduğu insanlarda, ruhsal ve düşünsel gelişmelerini büyük yıkımların söndüremediği insanlarda, duyumsanan ve değeri bilinen saf mutluluk, ilkel bir durumdadır. Aslında, öteden beri, şairlerin sesleri acının ve yorgunluğun göğsünden yükselmiş olduğuna göre, kol çalışmasının, ruhun görevlerinden ayrı bir şey olduğu nasıl söylenebilir? Kuşkusuz bu ayrılık, olağanüstü bir çalışmanın ve derin bir yoksulluğun sonucudur;ama insan ılımlılıkla ve yararlı olarak çalışırsa, kötü ırgatlardan ve kötü şairlerden başka bir şey kalmayacağı sanılmamalıdır. Şiirin duygusundan soylu hazlar alan bir insan, bütün ömründe tek dize bile yazmamış olsa gene de şairdir.
Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu.
Sayfa 200Kitabı okudu
Müslüman Sevdiği ile Beraberdir
Bir Bedevî kendi yetersiz ibadetlerini hatırlayarak, âhirette Hz. Peygamber’le ve onun aziz sahâbîleriyle beraber olamayacağını düşünerek problemini dile getiriyor: - Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye soruyor. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in cevabı, mü’min gönüllere derin hazlar ve
85 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.