Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırab çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak(ayrılık) ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terketmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.
Kabullenerek güçlenmek için yaşam dersleri. . Kendini bilmek neyden yaptığını bile bilmek. . Kendi temel benliğini tamamen ihmal eden kişilerde de depresyon kaygı bozukluğu boşluk hissi ve bazen bedensel şikayetleri olarak ortaya çıkacaktır şunu söylemem gerekir Bu tür kendine yardım kitaplarını okuyan insanlar genelde sosyal benliğine öne alıp
Reklam
272 syf.
6/10 puan verdi
Emir'e kuzeninden bir posta gelmiştir. İçerisinde çok sevdiği Eylül'ün evlenmiş olduğuna dair bir not ve Eylül'e ait bir günlük yer almaktadır. Şiirler ve anılar ile bezenmiş bir gönül hikâyesinin anlatıldığı kitapta Emir'in iç sorgulamasına tanık oluyoruz. Birbirlerini çok seven iki gencin yaşadıkları . İki taraf açısından da anlatılıyor. . Yazarımızın dili oldukça akıcı ve anlatımı çok güzel. Tatil de benim için bir fırsat sundu ve kitabı bir günde okuyup bitirdim. Yazar bize ta kitabın başında Eylül un evlenmiş olduğunu söylüyor ama kiminle evlenmiş, neden evlenmiş bunu bir muammada bırakıyor. .. "Islanan yanaklarıma bakıp Gururlanma sevgili. Ayrılık değil sorumlusu. Eylül yağmurları. Islattığı gibi silmesini de bilir. Eylül rüzgarları...."
Rüzgargülü
RüzgargülüEsra Algan · Gece Kitaplığı · 201911 okunma
Çoğu zaman ayrılık rüzgârları hiç ummadığınız bir anda yakalar sizi.
Sayfa 244 - Eğitim Bir Sen Yayınları
Ey dünya zevklerini düşünüp hastalıktan ızdırap çeken kardeşim! Eğer bu dünya sonsuz olsaydı, yolumuzda ölüm bulunmasaydı, ayrılık ve yokluk rüzgarları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı gelecekte manevi kış mevsimleri bizi beklemeseydi, ben de seninle beraber bu haline acırdım. Fakat madem dünya bir gün bize, ''Haydi, dışarı!'' diyecek ve feryadımıza kulağını kapayacak; o kovmadan biz bu hastalıkların ikazıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, dünyayı kalben terk etmeye çalışmalıyız. Evet, hastalık bize bu manayı hatırlatıp der ki: ''Senin vücudun taştan, demirden değildir. Hatta daima dağılmaya müsait çeşitli maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, sahibini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.'' İşte, hastalık kalbin kulağına böyle gizlice ihtar ediyor. Hem madem dünyanın zevki, lezzeti devam etmiyor. Hele meşru değilse hem geçici, hem elemli, hem günahlı oluyor. O zevki kaybettiğin için hastalık bahanesiyle ağlama; aksine, hastalıktaki manevi ibadeti ve ahirete ait sevap yönünü düşün, ondan zevk almaya çalış.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
GURBET İŞÇİSİNİN MEKTUBU Çile yorgunu sevdiğim benim Senden ayrıldıktan sonra Gör ki neler değişti yaşamda Ben’i bizde Biz’i bende yaşıyoruz şimdi
Reklam
77 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.