Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Annem , babamdan kalan 40 altını bana vererek beni Bağdat'a ilim öğrenmek için gönderdi.Giderken eşkıyalar bizi çevirdi.Üzerimde 40 altın olduğunu söyledim.İnanmadılar ve bıraktılar.Bizde yolumuza devam ettik.Az ilerde eşkıyalar yine yolumuzu çevirdi ve ben yine üzerimde 40 altın olduğunu söyledim.Altını çıkarmamı istedileri.Çıkardım,altınları verdim.Az sonra eşkıyaların reisi beni çağırdı .Üzerinde birşey olmadığını söylesen seni bırakacaktık neden altınları verdin? diye sordu.Annemin yanından ayrılırken ona yalan söylemeyeceğime ve doğruluktan ayrılmayacağıma dair söz verdiğimi, eğer altın olmadığını söyleseydim anneme ihanet etmiş olacağımı söyledim.Bunu duyan eşkıyaların reisi bana sarıldı ve ağlamaya başladı; ' bu kadar senedir ben,beni yaratıp,yetiştiren rabbime ihanet ediyorum' dedi ve oradaki tüm eşkıyalar tövbe ettiler.Abdulkadir Geylani Hz Bağdat'a giderken başından geçen bir olay ALLAH HEPİMİZİ BU ŞEKİLDE DÜRÜST OLAN KULLARINDAN EYLESİN
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o
Reklam
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir gün aşka dair umudunu kesmiş bir arkadaşıma bu kitabı tavsiye ettim. Bir gecede okuyup bitirdi kitabı arkadaşım ve diğer gün yanıma geldi. Yarım paket sigara içerken bir yandan da sürekli kitaptan konuştuk. En son ayrılırken de yanında sigara içtiği duvara "Maria Puder'i bulun" yazdık birlikte. İstedik ki bir başka gün bu duvarın yanında dertli dertli sigara içen ve o hayâl kırıklığı içerisinde boş boş duvara bakan birinin gözüne takılsın bu yazdığımız, merak etsin, araştırsın ve en sonunda da bu kitaba tesadüf etsin. Yazdığımız yazının veya onu okuyanların akıbetlerini bilmesem de bir kitabın hayat değiştirebileceğini ben o gün ilk kez orda öğrendim. İnanıyorum ki bu kitabı okuyan her erkek Raif Efendi, her kadın da Maria Puder olmak istemiştir. Raif Efendi gibi sevmek ve Maria Puder gibi sevilmek... Yusuf Atılgan'ın "Aylak Adam" kitabına yaptığım yorumda da belirttiğim gibi, bana kalırsa kitapta anlatılan aşk biraz ütopik ve gerçekleşmesi son derece zor. Ama gene de insana umut veren bir aşk bu. Arayışa iten, özendiren, keşke dedirten... Sabahattin Ali, zaten insan psikolojisini yazıtlarında son derece güzel işleyen bir yazar. Bu kitapta da hem Raif Efendi'nin hem Maria Puder'in yaptığı bazı hareketlere anlam veremediğiniz zamanlar olacak. Ama bence tam da bu anlarda onları anlamaya daha iyi başlayacaksınız. Yani demem o ki; bu kitap boşu boşuna yıllardır birçok farklı kitapçının "en çok satanlar" listesinde değil bayanlar baylar. Neneniz duysa "Vardır bir hikmeti," der ya hani bu durum için, hah işte tam da öyle; sahiden de var bir hikmeti... Okuyun; kendi payınıza düşen hikmeti kendiniz çekip alın.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,6bin okunma
Dün akşam bana: "Seninle şöyle bir oturup konuşamadık!" demişti. Ben artık böyle düşünmüyordum. Dün akşam onunla uzun uzun konuşmuştum. O bu dünyadan ayrılırken, benim hayatıma, başka hiçbir insana nasip olmayacak kadar canlı bir şekilde giriyordu. Bundan sonra onu daima yanımda bulacaktım.
Sayfa 160Kitabı okudu
İskender Diyojen'e "Dile benden ne dilersen" dediğinde şu cevabı almış: "Gölge etme, başka ihsan istemem." Ve ayrılırken İskender "Ben İskender olmasaydım eğer, Diyojen olmak isterdim." demiş.
Sayfa 267Kitabı okudu
415 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir ara "kitap okuyamama dönemi" gibi buhranlı dönemlerim oldu. O buhranlı anlarımda elime aldığım Voyage au Caucase (Kafkas Seferi) ardından okuyacağım tüm kitaplar için yeniden yol açtı.. Alexandre Dumas, 1858-1859 yılları boyunca Kafkazı ( Azerbaycan, Moskova, Gürcistan) dolaşmış, buraları gezdikten sonra İstanbul`a geçmiştir.
Voyage au Caucase
Voyage au CaucaseAlexandre Dumas · Editions Hermann · 2002121 okunma
Reklam
SENDE KALMIŞ Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim,
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. evlerinizle. okullarınızla. iş yerlerinizle. özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim, dirilttiniz. yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. aç kalmayı denedim, serum verdiniz. delirdim, kafama elektrik verdiniz. hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. ben bütün bunların dışındayım. şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum. |Tezer Özlü
KÖŞEDE BEKLEYEN ASKER Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bi sempati ile izlediler. Basamakları geçti, boş olduğu söylenen koltuğu el yordamıyla buldu, oturdu, çantasını kucağına aldı. Bastonunu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.