Ayrılmak bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir, her iki parça ayrı ayrı yaşamaya devam eder, bir zamanlar tek parça değilmiş gibi, tanımaz birbirini parçalar.
Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Sen de unutmaki evladım; kilise, bu yoldaşı vermekle, sana gelip geçici bir dünya avuntusunu sağlamış oluyor! Bu avuntu, ne kadar içten, üzüntüsüz, yetkin olursa olsun birbirinizden ayrılmak zamanı geldiğinde gene büyük bir acıyla son bulacaktır! Ancak asla tükenmeyecek olan bir avuntu yolunda birleşeceksiniz. Bunun için, bir gün birbirinizden ayrılmak endişesi ve sonra bir daha ayrılmamak üzere tekrar buluşmak umuduyla yolculuk eden iki yoldaş gibi birbirinizi sevininiz!
“Ayrılmak bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir,”dedi, “bölündükten sonra tanımaz birbirini parçalar.”
“Bence gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır,” dedim.