Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Apartheid ırksal ayrımcılık ve bunu savunan sistem. Aslında kitabın ana konusu ve çıkış noktası gelişen tüm olaylar Apartheid'in etrafında meydana geliyor. Öncesi ve sonrası, önceki ırkçı yönetimin sonraki yaşam üzerinde ve sosyal hayata etkileri, kişiler üzerindeki baskısı sonucu ortaya çıkan etkisiz tepkisiz bir toplum, henüz o baskıcı
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022112 okunma
Onların kötülüğü yüzünden, çıkardık­ları nifak ve fe sat yüzünden, biz yoksullar kendi aramızda parça parça olduk, bölün­dük. Taçlarını, tahtlarını daha iyi korumak, daha zahmetsiz yaşamak ve yönetmek için Dürzileri Araplara karşı silahlandırdılar, Şiileri Sünnilere karşı silahlandırdılar; yeri geldi Muhammedilerin yanında gözüküp İsevilere karşı ayrımcılık yaptılar; yeri gel­di, İsevileri kayırıp Muhammedileri dışla­dılar. Ne zamana kadar öldürmeye devam edecek kardeş kardeşi, annesinin kucağında? Ne zamana kadar Haç'la Hilal birbi­rine düşman iki geleneği temsil edecek, ikisi de Tanrı'ya inanan bu toplulukların gözünde?
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
Yalnızlık, Yoksulluk ve Umutsuzluğun Beşeli
John Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar romanı, Büyük Buhran'ın gölgesinde yaşayan iki dostun, George ve Lennie'nin hikayesini anlatan etkileyici bir eserdir. 1937 yılında yayımlanan eser, Steinbeck'e Pulitzer Ödülü kazandırmıştır. Roman, zihinsel engelli Lennie'nin ve onun koruyucusu George'un Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirme çabalarını konu alır. Birlikte bir çiftlikte çalışarak para biriktirmeyi ve kendi çiftliklerini kurmayı hayal eden dostlar, zorlu yaşam koşulları ve Lennie'nin kontrol edemediği gücüyle mücadele etmek zorundadır. Steinbeck, Fareler ve İnsanlar'da sadece iki dostun hikayesini değil, aynı zamanda Büyük Buhran dönemindeki toplumun da sosyoekonomik durumunu ve o dönemdeki insanların umutlarını, hayallerini ve zorluklarını ustaca tasvir ediyor. Eserde yoksulluk, ayrımcılık, yalnızlık, dostluk ve sevgi gibi temalar derinlemesine işleniyor. Romana adını veren "fareler ve insanlar" metaforu, Lennie'nin hayali çiftliği ve George'un ona olan bağlılığı ile ilişkilendirilebilir. Fareler, Lennie'nin hayallerini ve ulaşamadığı mutluluğu simgelerken, insanlar ise George'un bu hayalleri korumak için verdiği mücadeleyi ve Lennie'ye olan sevgisini temsil ediyor. Fareler ve İnsanlar, yalın ve akıcı bir dille yazılmış, sürükleyici ve duygusal açıdan etkileyici bir romandır. Karakterlerin gerçekçiliği ve inandırıcılığı, Steinbeck'in usta kaleminin bir göstergesidir. Eser, okuru hem düşündüren hem de duygulandıran unutulmaz bir okuma deneyimi sunmaktadır.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,6bin okunma
Ayrımcılığı, şiddeti, eşitsizliği, ekonomik krizi en derin yaşayan­ lar her zaman kadınlar olmuştur. Ülkemizde de 2018 yılında başlayıp halen etkilerini ağır bir şekilde hissettiğimiz ekonomik kriz ve 2020'de yaşamlarımızı derinden etkileyen pandemi süre­ ci, kadınları daha da işsizleştirmiş, emeğini daha da ucuzlaştırıp değersizleştirmiştir. Ancak bu durum kader ya da fıtrat olarak değerlendirilemez, kadın emeğini daha görünmez, güvencesiz ve değersiz kılan mekanizma toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle çalış­ maktadır ve bu mekanizmayı tersine çevirmenin yolu da toplum­ sal cinsiyet eşitliğinden geçmektedir. Arzu Çerkezoğlu - Ayrımcılık, Düşük Ücret ve Güvencesiz Kadın istihdamını Yıkalım mı?
Sayfa 242Kitabı okudu
350 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Feminizm nedir? Feminizm eşitlik mi? Yoksa pozitif ayrımcılık mı? Çok değerli yazarların ellerini taşın altına koyarak çok güzel bir kitap oluşturmuşlar. Mor çatı nasıl oluştu Ve benzeri vakıf ve dernek nasıl kuruldu ? Güzel bir anı - inceleme- konferans yazılarından oluşan güzel bir eser teşekkürler
90'larda Türkiye'de Feminizm
90'larda Türkiye'de FeminizmAksu Bora · İletişim Yayınları · 201416 okunma
Toplumlardaki ayrımcılık belki de insanların kendi beyinlerinde başlıyor ilk önce.
Sayfa 67 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
Suda yaşayan balık metaforunu bir düşünün: Balık yaşarken ve nefes alıp verirken, bedeninin içine su çeker. Bizler de kültürümüzün suyu içinde yaşayan balıklar gibiyiz. Bu su ırkçılık, cinsel ayrımcılık ve yaşlıları hor görme gibi nedenlerle kirlendiğinde, önyargıları içimize çekeriz.
Burada kız olarak doğmak bir lanet diye düşündü dhaba'dan çıkarken. Ayrımcılık doğumdan başlıyor ve nesilden nesile aktarılıyordu. Kız çocuklarını cehalete mahkûm etmek onları boyunduruk altında tutmanın, düşüncelerine ve arzularına gem vurmanın en emin yoluydu.
Özellikle kadınların kilosu hakkında yorum yapmak ayrımcılık boyutlarında bir erkek hastalığı.
368 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İki Pulitzer ödüllü Colson Whitehead’in Harlem Ritmi romanını @begukov çevirisiyle @sirenkitap yeni yayımlandı. Harlem Ritmi 1960’lar Harlem’inde geçen bir suç romanı. Ray Carney adlı düzenbaz olmayan bir düzenbazın yaşadıkları çerçevesinde ilerliyor hikaye. Carney’in bir mobilya mağazası var, dürüst yollardan kazanmaya çalıştığı bir iş. Bir de soygun ganimetlerini nakte çevirmeye aracılık ettiği, aile geçmişinden kaçamadığı bir işi. Öğretildiği gibi yaşamakla, gideceği yeri belirlemek isteyen bir karakterin ikilemli hayatı. Whitehead 1960’lar atmosferini çok iyi yakalamış, zamansızlıktan biraz uzun sürede okuduğum için belki de sinematografik anlatımı film izler gibi değil de dizi izler gibi geldi:) Tabii ki Siyah sorunları merkezde. Siyahların Siyahlara yaptığı ayrımcılık her zaman dikkatimi çekmiştir, bu kitapta da bu konuya değinilmiş. Ten renginin açıklığı da Siyahlar arasında statü belirleyicisi. Es geçilmemesi gereken bir detay da eşyaların moda anlayışıyla zaman içindeki değişimi. Eşitlik, özgürlük mücadelesinde bile varlığını hissettiren kapitalizm. Central Park’la ilgili ilgimi çeken bir alıntıyla bitireyim ve en azından bir Colson Whitehead kitabı okuyun. Bence devamı da gelir… “New York şehri araziye el koymuş, köyü dümdüz etmiş ve bu iş bitmişti. Köylüler farklı mahallelere, yeni başlangıçlar yapabilecekleri başka şehirlere dağılmış ve şehir Central Park’a kavuşmuştu. Kemikleri bulabilirdiniz. Oyun parklarını, çayırları ve sessiz koruları kazarsanız, diye tahmin ediyordu Carney, kemikleri bulabilirdiniz.”
Harlem Ritmi
Harlem RitmiColson Whitehead · Siren Yayınları · 03 okunma
Reklam
Kabul etmekte zorlansa da maruz kaldığı bu şiddetin bir adı vardı: ayrımcılık!
Ortaçağda sanatçıyla zanaatçı arasında gücendirici hiçbir katego- rik ayrım söz konusu olmadığı gibi, sanat eserlerinin üretiminde kes- kin bir toplumsal cinsiyet ayrımı da yoktu. Sadece erkekler ya da sadece kadınlar tarafından icra edilen iş ya da sanat sayısı çok azdı. Bunun nedenlerinden biri, üretimin önemli bir kısmının dinsel
Sayfa 61
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.