Bana, "Kızları çocuktan saymazlar bizim oralarda," demişti Zeyno, bir keresinde. Kız çocuklarının yok sayıldığı bir dünyayı hayal etmeye çalışmış becerememiştim.
Sanki bu ülkede kadınların geçmiş ya da gelecek zamanları yoktu. Onlar, hep geniş zamanlarda yaşardı. Dünleri de bugündü, yarınları da... Böyle gelmiş, böyle giderdi; hiç değişmeden...
Bu oyunu tek başıma daha kolay oynuyordum ben. insan sıcağından uzakta, ilgi ve sevgiden yoksun kalınca, içim donuyordu, hırçın, edepsiz, umursamaz ve güçlü olabiliyordum da, sevdiğim insanlar etrafımda dolanırken, çözülmekten, paramparça olmaktan, kendimle beraber onları da derin karanlıklara çekmekten korkuyordum. Bu öylesine bir çırpınış, öylesine bir duyguydu ki, en yakınımla bile paylaşabilmem imkânsızdı. Doğum ve ölüm gibi, tek kişilik bir eylemdi bu.
“ Kızları çocuktan saymazlar bizim oralarda “ demişti Zeyno , bir keresinde. Kız çocuklarının yok sayıldığı bir dünya hayal etmeye çalışmış, becerememiştim.