Ayşegül İpek

Ayşegül İpek
@aysegulipek
Sakın vazgeçme..eğer sen vazgeçersen haketmeyen biri kazanacak..
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mutluluk nedir? Hiç düşündünüz mü? Şuan düşündünüz. "Mutluluğa dair hayli senteze dayalı bir tanım vermem gerekirse, şöyle diyeceğim: Mutluluk, hakikat/doğruluk üzerinde inşa edilen anlamlı bir varoluştaki bütünlük ve süreklilik gösteren bir hoşnutluk hâli bilincidir." der Frederic Lenoir. Günlük hayatımızda mutluluk hissi üzerine çok fazla düşünmeyiz. Ama soru olarak kendimize yönelttiğimizde bildiğimiz, bizim için olmazsa olmaz ama tanımlayamayacağımız bir his olarak ortaya çıkar. Bizim için bu kadar önemli olan bir şeyi nasıl bilemeyiz. Kim bilir? Kitap bizi yeni bir yolculuğa çıkarıyor. Geçmişten günümüze, doğudan batıya tüm filozoflara ve doğu bilgelerine mutluluk nedir diye soruyor. Cevaplar aslında mutluluğun bize çok da anladığımız gibi olmadığını gösteriyor. Mutlu olmak, yaşanan hayatı sevmektir. Sadece burada ve şimdi yaşadığımız ve bize tatmin sağlayan hayatı değil, olduğu haliyle hayatı sevmektir. Yüksekleriyle ve alçaklarıyla, aydınlık ve karanlık dönemleriyle, hazları ve güçlükleriyle sevmektir. Hayatı bütün mevsimleriyle sevmektir.
Mutluluk Üstüne Felsefi Bir Yolculuk
Mutluluk Üstüne Felsefi Bir YolculukFrederic Lenoir · Bilge Kültür Sanat · 201584 okunma
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
‘‘Standartlar ve değer altüst olduğunda, içinde yaşadığımız toplum ne olduğumuz ve ne olmamız gerektiği hakkında bize net bir tablo sunamadığında kendimize dair arayışımıza geri döneriz.’’ der Rollo May. Kendini arayan insan, insan olma yolunda ve kendimizi gerçekleştirme adına okunması gereken bir kitap. Modern insanın kaderi yalnızlık mıdır? Belki de değildir. İçinde yaşadığımız çağda, tarif edemediğimiz bir yalnızlık, adeta bir boşluk duygusu ile yaşıyoruz. Ne istediğimizi bilmediğimizin ötesinde ne hissettiğimize dair hiçbir fikrimizin olmaması da bu boşluk duygusunu arttırıyor. Gün geçtikçe güven duygumuzu da kaybediyoruz. Sonuç olarak ilişkilerimiz yürümüyor, planlarımızı gerçekleştiremiyor ve endişelerimiz de yaşamı olabildiğince zorlaştırıyor. Bunu aşmanın yolunu bulmayı ise farkına varmaktan korktuğumuz için sürekli erteliyoruz. Kitap, modern insanın yaşam içerisindeki duygu durumlarını tespit ederek yola çıkıyor. Bu durumların farkına varmamız için gerek mitoloji gerekse felsefe ve psikolojiden faydalanarak içsel sıkıntılarımızı gün yüzüne çıkarıyor. Yazar, okumaya devam ettikçe bir nevi ayna görevi üstleniyor. Bireyselliğimizi yeniden keşfetmeye ve içimizdeki gücü uyandırmaya yardımcı oluyor. İçimizdeki gücü keşfedip, nedenleri anlamaya çalışmak ve bir adım atmak için güzel bir kitap.
Kendini Arayan İnsan
Kendini Arayan İnsanRollo May · Okuyan Us Yayın · 20192,723 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Felsefe ile saadet olur mu? Son dönemlerde tüm kişisel gelişim kitapları, sosyal medya ve programlar aracılığıyla bize reçeteler sunuluyor. Prozac’ı bırak Platon’a bak. Her sabah bir aforizma oku mutlu ol. Biraz Nietzsche biraz Kierkegard biraz da Spinoza ekledik mi hayatımıza artık mutlu olmamak için hiçbir neden yok. Bu kadar basit mi? Roger Pol Droit bize bu işin o kadar da basit olmadığını gösteriyor. Aslında yazar, mutluluk felsefesi üzerine düşünmeye yönlendiriyor. Felsefenin mutluluk peşinde koşmanın aksine gerçeği aradığını, dolayısıyla felsefenin ödevinin, rahatsızlık ve huzursuzluk vermek olduğunu belirtiyor. Kitabı okuduğumuzda şaşkına dönüyoruz. Yıllardır bize dayatılan mutluluk reçetelerinin aslında çok da yanlış anlaşıldığını gösteriyor. Aslında felsefenin varoluşunun amacının düşünceyi sıkıntıya sokmak, inatla sıkıntılardan ve rahatsızlıklardan oluşan bir sistem kurmak olduğunu belirterek, yaşamı basitleştirdiğini ve dinginleştirdiğini sanmanın bir yanılsama olduğu gerçeği ile yüzleştiriyor. Felsefe sadece mutluluk demek değildir aksine Sokrates’in dediği gibi önce kendi bilmektir, kendini tanımaktır. Yazarında söylediği gibi; felsefe yaşamı bir patchwork gibi ele almamızı sağlar; içinde aklın ve akılsızlığın, yaşamın ve ölümün, coşkuların ve acıların, umutların ve hayal kırıklıklarının, direncin ve sabırsızlığın karıştığı bir patchwork. Mutlu etmez felsefe; iyi ki de etmez. Unutmamak gerekir ki mutluluk bize, sadece bize bağlıdır.
Felsefeyle Saadet Olmaz
Felsefeyle Saadet OlmazRoger-Pol Droit · Say Yayınları · 201621 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Adam Phillips, Kaçırdıklarımız… Kitabı elimize aldığımızda daha okumadan, düşünmeye başlıyoruz. Bu hayatta neleri kaçırdık? Neyi çok istedik de önümüzden geçip gitti. Hangi istediğimiz şeyi tam gerçekleştirdik derken aslında hiç olmadığını hissettik. İnsan olarak ne kadar karmaşığız. Bu karmaşıklık belki de yaşayabilmemizi sağlıyor. Sonunu hiç bir
Kaçırdıklarımız
KaçırdıklarımızAdam Phillips · Metis Yayıncılık · 20181,705 okunma
142 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Her yaptığın doğru olmayabilir. Böyle durumlarda canını sıkıp üzülme, gücünü de kaybetme. Eğer hata yaptıysan baştan başla. En azından yaptıklarının çoğunun iyi olması için uğraş. Yaklaştığın şeyi sev. Felsefeye ciddi bir okul öğretmenine yaklaşıyormuş gibi değil, gözlerinden rahatsız olduğu için buna bir çare arayan bir insan gibi yaklaşmaya çalış. Böylece hem akla boyun eğmenin kötü bir şey olmadığını göreceksin hem de mutluluğa kavuşacaksın. Kendime düşünceler; Filozof İmparator’un kendine kendini anlattığı bir başucu kitabı. Kitap Marcus Aurelius’un evren, insan, doğa, akıl, yaşam ve ölüm üzerine gün gün tuttuğu notlardan oluşuyor. Her felsefi eserin yaptığını, yani kendimizi gerçekleştirme yolunda bize farklı yollar gösteriyor. Yine de her yeni bir eseri okuduğumuzda aynı şeyi düşünüyoruz. Bunları biliyoruz. Aristoteles ''bilmek yapmaktır'' der. Hala yapamadığımıza göre bilmiyor olabilir miyiz? Neden bildiğimizi söylüyoruz? Hala soru sorabiliyorsak yaşamaya devam ediyoruz. Belki bu kitap bütün sorularımıza cevap olamayacak ama bir ışık tutacağına eminim. Mutlaka okuyun…
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202214,9bin okunma
Reklam
298 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Poseidonis prensi genç Ankor, günümüzden yaklaşık 11.500 yıl önce Kuum tapınağına yaptığı yolculuğu yani insanın kendisine yaptığı yolculuğu anlatır. Birçoğumuz yaşadıklarımız karşısında ne yapacağını bilemez. Ansızın sıkılır yaşamaktan, kendinden… O zaman çekip gitmek ister. Ve her şeyi geride bırakmak… Ama gidemez, o kendine olan yolculuğu hiç bir zaman gerçekleştiremez. Ya mümkünse gitmek ya mümkünse kendini keşfetmek... Genç Ankor’la bir yolculuğa çıkıyoruz. Ondan öğreneceğimiz çok şey var... Hayatın karşımıza çıkardığı sırlar karşısında şunu hatırlatıyor; Basit ve en sıradan olanı yap muhtemelen gerçek çözüm odur. Kalbine söz geçiremiyor musun, başını kaldır ve güneşe bak. Kalp güneşin küçük bir kopyasıdır ve aynı yükleri taşır. Sözlere hükmün yoksa, söylediklerin içine oturuyorsa bil ki onlar da tıpkı meyve gibidirler, henüz olmadan yenilirse hazımsızlık yapar ve çok beklerlerse çürümeye başlar, dikkatli ol zehirlenirsin. Eğer bir şey hakkında bilgin yoksa sessiz kal... Ve şunu sakın unutma; geçmişteki nedenlere bakma. Her meyvenin tohumları aynı tarlada büyür ama birbirlerine dönüşmeleri mümkün değildir. Bu değişim çok uzun sürelerde olur. Anlamadığın şeyler için kendine işkence etme, ufuğa doğru yol al. Attığın her adım yenisini getirecektir. Sabret... Uzun bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? Bu senin yolculuğun… Bu yol biraz zorlu ama bütün zorlu yollar aydınlıkla sonuçlanmaz mı?
Atlantis’in Son Prensi Ankor
Atlantis’in Son Prensi AnkorJorge Angel Livraga · Yeni Yüksektepe Yayınları · 201613 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Hayatta ne kadar acı çekebiliriz? Yaşadığımız en kötü günü yaşarken gerçekten onun en kötü gün olduğunun farkında mıyız? Bu kadar çok acı varken hala nasıl hayatta kalabiliyoruz? Onca işkence gören insan nasıl oluyor pes etmiyor da hayatında hiç bir işkenceye maruz kalmamış gençler hayatından vazgeçerek intihar ediyor? Bu kitap bize bunları düşündürüyor. Düşünürken de aslında cevabını kendi başlıkta net olarak veriyor. Hayatının anlamını bulmuş her birey hayatta kalabilmek için her şeye katlanıyor. Bu anlamı bulabilmek için ise Viktor E. Frankl kendi geliştirdiği Logoterapi kavramıyla karşımıza çıkıyor. Logoterapiye göre kişinin yaşamda bir anlama ulaşmasının üç temel yolu var. Bunlardan ilki bir eser yaratmak ya da bir iş yapmak. İkincisi bir şey yaşamak ya da bir insanla etkiletişime girmek üçüncüsü ve daha da önemlisi acının anlamını bulmaktır. Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişme ve yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz gerekir. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakıp, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekir. Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu almak anlamına gelir.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335bin okunma
172 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Pek çoğumuz iki ayrı hayata sahibiz. Bunlardan biri yaşadığımız, diğeri ise içimizde saklı tuttuğumuz, yaşayamadığımız hayatımız der Steven Pressfield. Nedir bize bu istediğimiz hayatı yaşatmayan? Neden her hafta spora, diyete, yazmaya başlar ama bir türlü sonunu getiremeyiz. yazara göre bunun tek bir sebebi var. İşte karşınızda DİRENÇ. Bu mudur yani dedirten ama dirençe karşı durmak ve onunla mücadele etmek için güzel bir yol haritası sunuyor. Önce düşmanını tanı,onunla mücadele et ve onu aş. Durgun ve tembel ruh hali sizi hayallerinizden uzaklaştırmadan direncin ne olduğunu öğrenmek için yazılmış etkileyici bir kitap.
Yaratma Savaşı
Yaratma SavaşıSteven Pressfield · Okuyan Us Yayınları · 2015151 okunma
148 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Günümüzde en çok zaman ve enerji kaybettiğimiz iletişimi doğu bilgiliğiyle çözmeye ne dersiniz? Sorun bizde değilse çözüm kimde? Hep zor insanlar bize mi denk geldi? Şuana kadar okuduğumuz kişisel gelişim klişelerine karşı bu kitapta iletişim sorunlarımıza felsefi yaklaşımla çözüm buluyoruz. Öncelikle kitapta kendimizi tanıyoruz, insanlarla yaşadığımız sorunları sorun olmaktan çıkartıp bir problem olarak çözmeye başlıyoruz. Tutsaklığımızı yeniyoruz sonuçları değiştiremeyeceğimizi kabul edip nedenlere odaklanıyoruz. Karşıtlığımızı yeniyoruz savunmaya geçmiyoruz. doymazlığımızı yeniyoruz, amaçlarınızı unutup ben kazandım oyununa kapılmıyoruz. Sosyolog Kemal Karadayı bizlere aforizmalarla birlikte yeni bir kapı aralıyor.
İletişimde Zen Bilgeliği
İletişimde Zen BilgeliğiKemal Karadayı · Yeni Yüksektepe Yayınları · 201655 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Git gide daha az düşünüyoruz ölümü, bakışlarımızı başka yere kaçırmayı, başka şeylerden söz etmeyi, düşünmeyi engellesin diye herhangi bir şeyle meşgul olmayı seçiyoruz. Bu yanlış gamsızlık ölümün değil yaşamın esasının gözden kaçmasına neden olduğunu söylüyor Roger-Pol Droit. Yalnızca 1 saatim kalsaydı ne hissederdim, ne yapardımı sorgulayarak okuyucuların belki de hayatta karşılaşabilecekleri en zor sorulardan birini yanıtlamalarına yardımcı oluyor. Gerçekten sizin sadece 1 saatiniz kalsaydı?
Yalnızca Bir Saatim Kalsaydı
Yalnızca Bir Saatim KalsaydıRoger-Pol Droit · Nail Yayınevi · 201620 okunma
Reklam
400 syf.
6/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Kitap felsefe terapisi konusunu ele almaktadır. Felsefe terapisi, 1981 yılında alman bir filozof tarafından gelişen bir akımdır. Türkiye’de ise 2010’lu yıllarda konuşulmaya başlandığını görmekteyiz. Dünyada çok fazla örneği olmakla beraber ülkemiz açısından bunu söylemek oldukça zor. Peki nedir bu felsefe terapisi? Güncel hayatta karşılaştığımız sorunları çözme yöntemi. İnsanları düşünmeye sevk ederek bakış açılarını genişletmek için felsefeden yararlanılmasıdır. Kitaba dönecek olursak yazar ‘‘PEACE’’ adlı bir yöntemden bahsederek danışanlarına bu yöntemi nasıl uyguladığını anlatmaktadır. Oldukça pratik olarak yöntemi ele alması okuyucular açısından faydalı olurken hayatta karşılaştığımız olayların çözümünü basite indirgemesi açısından sınırlı kaldığını düşünmekteyim.
Prozac'ı Bırak Platon'a Bak
Prozac'ı Bırak Platon'a BakLou Marinoff · Profil Yayıncılık · 201254 okunma