Ayşenur'un ablası ilgisizlikten öldü. Otuz altı yaşında. Bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. Alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. Bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz. Piknikte çekilmiş bir fotoğrafı kaldı, kalmasa daha iyiymiş, yapıştırılmış gibi duruyor, sanki yok.
"Sevdiğin insanın kolları arasında hapsolmak esaret değil, özgürlüğün ta kendisiydi."
Sayfa 203 - Zeynep GüneşKitabı okudu
Reklam
AYŞENUR KAYABAŞI | FOTOĞRAF #ALINTI
“Ne işin var burada?”dedim soğuk bir sesle. Her şey tamamdı. Buz bakışlar, ciddiyetle birbirine yapıştırdığım dudaklarım, kollarımı göğsümde bağlayışıma kadar baştan aşağı eksiksizdim. Tabii havalı çıkışım yerle yeksan olmadan yirmi saniye ancak öyle kalabildim. Anneme dert anlatmaya çalışıp aynı anda koşan Ilgın pencereye yapışan sinekler gibi sırtıma çarpmıştı. Onun koşuşturmasını fark edemediğimden ikinci kez Tolga'nın kucağına düştüm. Şükürler olsun ki sahte nişanlım hacı yatmazlara benziyordu. Adama ne kadar çarparsam çarpayım sendelememişti bile. “Beni özlemediğini söyleyeceksin ama kendini sürekli kucağıma atarsan nasıl inanayım sana?” Tolga Sağlam'a sadece rezil olsam bir nebze kaldırabilirdim. Hem rezilliğimi seyrettirip hem de lafı yiyince üstüne soğuk su içmek geliyordu içimden.
"Neden her defasında böyle olduğunu bilmiyordum, bir kere daha canımı yakmasın izin verdiğim için kendimden nefret ediyordum..."
Sayfa 109 - Zeynep GüneşKitabı okudu
Kendi küçük dünyalarında kurdukları kalıplarda mutluydular ve o kalıpların dışında olan herkes, onlar için anormal ve yanlıştı.
Sayfa 15
"Bir şeyler oluyor, belki de bir an dünya yörüngesinden çıkıyor ve ben nereye gidersem gideyim yolun sonunda kendimi senin yanında buluyorum."
Sayfa 129 - Rüzgar YücesoyKitabı okudu
Reklam
...İhanet acıtır, sevgi bağı oluşturduğunu sandığın insanların bağı kestikleri makasla seni deşmesi acıtır.
Aşkı; seks, para, ün ve başarı için kılıf olarak kullanan birçok insan tanıdım. Aşk kelimesinin içinin boşaldığı şu günlerde bir kenarda sessizce oturup geçmişin aşklarını okumayı tercih ettim. Mesela Roma, aşıklar şehri değil. Ya da Paris... Aşkı bir yere bağlayamazsın, bir kaba sığdıramazsın. Aşkın yeri ve zamanı yoktur. Sen ne kadar kural koyarsan koy, aşk her zaman kaçak oynar.
Bu bir alıntı değildir!
Evet kitaplığım da ki kendimce boş, vasıfsız bulduğum bu kitapların tamamını buraya ekledim ki ileride dönüp baktığımda şimdiki hâlime şükür edebileyim. Çünkü kitapları en kısa zamanda elimden çıkartmayı düşünüyorum. Ama incelemelerini yazarken fark ettim ki iyi ki de bu kitapları okumuşum dedim. Çünkü hayatımızda ki kötü şeyleri yaşarken biliyoruz ki iyi şeylerin değerini anlıyoruz. Yani diyeceğim o ki iyi ki bu tarz kitaplara tam yaşımda yer vermişim ve merakımı gidermişim. Yoksa bir ömür bu tarz kitaplara ilgim her zaman içimde bir ukte olarak kalabilirdi ve ben bunu hiç istemem. İşi en başından kökünden halletmişim. Ve şimdi daha mutluyum.. Umarım ne demek istediğimi anlyorsunuzdur. Okuduysanız teşekkürler :)
Oysa bazı şeyler,toplumun kurallaştırdığı gibi yanlış değildi.Asosyal olmak yanlış değildi,içedönük olmak yanlış değildi,geleneklere aykırı olmak yanlış değildi,duygusal ve romantik olmamak yanlış değildi;bunlar sadece birer kişilik özellikleriydi.
Reklam
“Gönlünde köşkün olsun, en dar evler saray gelir.”
Sayfa 23
Ne güzel söz ya <33
“Gönlünde köşkün olsun, en dar evler saray gelir.”
Sayfa 23
"...anladım ki sevmek sahip olmak değil, ait olmakmış..."
Sayfa 224 - Zeynep GüneşKitabı okudu
Ben sosyal değildim,aslına bakarsanız sosyal olmak umrumda da değil.
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.