Ayşenur SEVİM

Ayşenur SEVİM
@aysenursevim7
“Bu dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.”
Hiçliğin baskısını tasavvur etmek kolay değildir. Anlatmak için de belki S. Zweig olmak gerekir. Kendimce bir tarifini yapmam gerekirse, hiçbir şeyin olmadığı ve olmasını urnduğunuz bir şeyin de olmadığı bir durağanlıktır, di­yebilirim. İnsandan, sesten, yaşamın alışılageldik ilişki ve etkile­şimlerinden yoksunluktur, diyebilirim. İnsan, duygu ve düşün­ celeriyle denizdir. Ve denizlerin preslenip dağ gölleri haline geti­rilmeye çalışılmasıdır, derim bir de.
Reklam
Kapalı olan yalnızca gözleriniz değildir çünkü, sizin gönül gözünüz de kapalıdır. "Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbü­rüne sağır" dizesinin tam da sizin gibiler için yazılmış olduğunu aklınıza bile getirmezsiniz.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerle kutla­nacak. Kutlansın. Ama çocuklara kutlu olsun, büyüklere değil! O büyükler ki, çocukluktan nefret ettikleri için bir an önce büyüyüp büyük büyük mevkilere makamlara gelmişlerdir, ne kendi çocuk­luklarını ne de başka çocukları sevmişlerdir. O yüzden onların bayramını kutlamasam da olur, karşılıklı ikiyüzlülük yapmamış oluruz. Şimdi onlar, çocukları da kendilerine benzetmek için, bir günlüğüne koltuklarını çocuklara devrederler, vali, belediye baş­kanı, emniyet müdürü filan olur çocuklar! Aman ha, koltuklarınızı çocuklara filan vermeyin, onların saflığını iktidar, hırs, mevki, kol­ tuk gibi pek bayıldığınız şeylerle bozmayın! Çocukları sevmiyor­sunuz çünkü, onların varlığından bile haberiniz yok, gözünüzün de gördüğü yok zaten.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%4 (11/230)
Vefa Bazen Unutmaktır
Vefa Bazen UnutmaktırHaydar Ergülen
7.2/10 · 192 okunma
Reklam
176 syf.
2/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Ben Hiçbir Şey Söylemedim
Ben Hiçbir Şey SöylemedimAhmet Telli
7.9/10 · 152 okunma
Sosyobiyologlar evrimin insan ruhunda duyguya neden böyle merkezi bir yer verdiğini tartışırken, kritik anlarda kalbin akla üstünlüğüne işaret etmektedirler. Onlara göre duygularımız tehlike, acı bir kayıp, zorluklara karşın bir hedefe doğru ilerleme, eşine bağlanma ve bir aile kurma gibi yalnızca akla bırakılamayacak durum ve görevlerde yol göstericidir. Her duygu bizi bir şekilde hareket etmeye hazırlar; her biri insan hayatında tekrarlanan güçlüklerle baş edebilecek şekilde bizi yönlendirir.
Aristo Nikomakus’un Etiği başlıklı erdem, kişilik ve iyi bir yaşam hakkındaki felsefi incelemesinde, duygusal hayatımızı akıllıca yönetmeye çağırıyor bizi. Tutkularımız; düşüncelerimizi, değerlerimizi, yaşam mücadelemizi yönlendirir ve iyi kullanıldığında bir bilgelik içerirler. Ancak kolayca yoldan çıkabilirler, çoğu zaman olan da budur. Aristo‘nun da gözlemlediği gibi sorun duygusallıkta değil, duyguların ve ifadelerinin uygunluğundadır.
Duygusal zekanın temelinde, çocukken evde ve okulda öğrendiğimiz duygusal derslerin duygu devrelerini şekillendirerek bizi daha yeterli ya da yetersiz kılması yatar. Bu, çocukluk ve ergenliğin yaşam boyu varlığını hissedeceğimiz temel duygusal alışkanlıkların oluşmasında kritik dönemler olduğu anlamına gelir.
Genetik mirasımız her birimize mizacımızı belirleyen bir dizi duygusal kıstas bağışlamıştır. Ancak beyin devreleri olağanüstü esnektir; mizaç, kader değildir.
Reklam
Günümüzde en azından iki ahlaki tavra ihtiyacımız var: Kendine hakim olmak ve şefkat göstermek.
Dürtü, duygunun ifade ortamıdır; tüm dürtülerin özü kendini bir eylemle ifade etmek isteyen hislerdir. Dürtülerine teslim olan kişilerin, ahlaki anlayışları yetersizdir. Dürtü kontrolü, irade ve kişiliğin özüdür.
%5 (22/440)
Duygusal Zekâ EQ
Duygusal Zekâ EQDaniel Goleman
8.3/10 · 2.791 okunma
Prometheus, tanrıların egemenliğini simgeleyen ateşi insana verdi. İnsan, egemenliklere karşı olsun, kendini insan bilsin diyeydi bu. Tanrıların hışmına uğrayan Prometheus, hala kaya­lıklara zincirle bağlıdır ve her gün, bir kartal yüreğini parçalamaktadır onun.
Sayfa 167Kitabı okudu
Resim