“Saadete rast gelinir bir gün, diye tekrarladı; ansızın, tam ümitsizliğe düşüldüğü bir günde. O zaman ufuklar aralanır, sanki, “İste o!” diyen bir sestir bu. O kimseye içinizi dökmek, her şeyinizi vermek, her şeyi feda etme ihtiyacını duyarsınız! Karşılıklı uzun uzadıya konuşmazsınız, birbirinizin içindekileri sezersiniz, birbirinizi rüyalarda görürsünüz...”