Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysel

Aysel
@ayslgnes
140 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Mesele bu dünyada yaşamak ve insan olmakla ilgiliydi.
Reklam
“Çinliler eşyaların ruhu olduğuna inanırlarmış.”
“Bir kenara atılıp unutulmuş eşyalar çok üzer beni.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Dünya canavar ruhlu insanlarla dolu…”
Reklam
Hiç durmadan biriken eşyalar, yavaş yavaş aşkımın yoğunluğunu gösteren işaretlere dönüşüyordu.
Hayatımda büyük bir mutluluk olmayacağını, olamayacağını acıyla düşünürdüm. İçimdeki onca aşka ve sevme isteğine rağmen.
Huzur duygusu, elbette Füsun’un yüzü, zarif güzelliği, ona duyduğum aşktan besleniyordu. Onunla üç beş dakika konuşabilmek, zaten kendi başına bir mutluluktu..
Önemli olan âşık olduğumuz kişiyi anlamaktır elbette. Bunu yapamıyorsak, hiç olmazsa anladığımızı sanmak da iyi bir şeydir.
Bakmak
Hissetmek ile hayal etmenin açtığı bu muğlak alem, bakışma sanatının inceliklerini yavaş yavaş Füsun sayesinde öğrenirken fark ettiğim ikinci büyük keşif oldu. Bakışmak, hiçbir kelime kullanmadan bakışlarımızla karşımızdakine anlatma yoluydu elbette. Ama anlatılan şey de , anlaşılan şey de, aslında hoşumuza giden derin bir muğlaklık taşıyordu.
Reklam
“Bazen yaşamak da ölmek kadar cesaret ister.”
“İnsanın evi karnının doyduğu, kalbinin olduğu yerdir.”
Eşyaların gücü, içlerinde birikmiş hatıralar kadar, bizim hayal ve hatırlama gücümüzün cilvelerine de bağlıdır.
Kalkıp Gidememek
Füsun’dan uzaksam, dünya tıpkı parçaları karmakarışık olmuş bir bilmece gibi beni huzursuz ederdi. Füsun’u görünce, bilmecenin, her şeyin bir anda yerli yerine oturduğunu hisseder, dünyanın anlamlı ve güzel bir yer olduğunu hatırlayarak rahatlardım.
701 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.