Bundan böyle insanın sakin sakin yaşaması, kendi köşesinde durması imkânsız –sakin olmasına imkân yok– suya sabuna dokunmadan, hiç kaygılanmadan deyiminde olduğu gibi, Tanrı korkusu taşıyıp kendini bilerek, kimse rahatsız etmeden, kulübene girmesinler ve etrafı yoklamasınlar diye umut ederek yaşamaya imkân yok; yani kendi evinde olduğun gibi yaşayamayacaksın, hep bilecekler, sözgelimi üzerindeki yelek iyi mi, üzerine oturuyor mu, iç çamaşırın var mı; çizmelerin var mı, tabanları neyle kaplı; ne yersin, ne içersin, ne yazıp duruyorsun?