"Biz ne yaptık da bu rejim bizi evlatlığa layık gördü? Biz ne yaptık da ta yüz altmış üçümüzü kaldırdılar? Biz ne yaptık da ta başörtümüzle kabul ettiler içlerine?" diye bir tesbitte bulunuyor yazar. Yani demiş ki; nasıl bir gevşeklik gösterdik, neyi kaybettik? Yüzaltmışüç yok, Ayasofya var, başörtüsü de serbest.. E o zaman benim La İlahe'm tevhid ölçüleriyle uyuşmuyor, e o zaman ben peygamberimin La İlahe'sinden çok uzak bir çizgideyim.
Tevhid inancını çok özlü ve sade bir şekilde anlatmış. Anlamak ve özümsemek isteyen için temel ancak nitelikli bir kaynak.İslam'ın özündeki tevhidi güncel hayattan da örnek ve benzetmeler ile anlaşılabilir hale getiriyor. Kitap her mü'minin elinin altında bir başucu kitabı gibi bulunmalı. Özellikle Tevhid akidesini yakın tarihimize de dem vurarak anlatması kitabın en kilit noktasını oluşturuyor. Kesinlikle okunmalı!
"...İslam'dan bazı kırıntıları ve folklorik malzemeleri yanlarına alarak rejime iştirak edebilmek dünyanın ve ahiretin en büyük mutluluğu zannedilmiş."