Yertan,Yasun ve Tuana’yı koruyamamış onların bilinmedik bir yere doğru askeri araçlar ile götürüldüğünün suçluluk duygusu ile baş etmeye çalışıyordu. İkra ve Asutay da taşıyıcının kim olduğunu bulmuşlar fakat ellerinden kaçırmışlardı. Noyan ve askerleri ellerinde tutukları Yasun ve Tuana’yı yem olarak kullanacak ve onlardan önce taşıyıcıya ulaşacaktı. Noyan ‘ın hesaplamadığı ise, İkra ve Asutay’ında karargaha çok yakın olmaları ve yeni bir savaş için hazırlık yaptıklarıydı.
Kitabı elime ilk aldığımda, ilk sayfasından itibaren beni içine hapsedeceğini hiç düşünmemiştim. Fantastik bir romandan beklediğimden daha fazlasına şahit oldum. Karakterlerin özellikleri, kurguda ki şehrin hem büyüsü hem de yaşananlardan dolayı korkunçluğu, merakınıza yenik düşünmenize ve bir sonraki sayfada nelere şahit olacağınızı kestirememeniz sizi yerinizde daha sıkı oturup okumanıza devam etmeye teşvik ediyor. Yazar tasvirini o kadar detaylı kaleme almış ki, kitabı okurken kendinizi bir sinema salonunda olayları izlerken buluyorsunuz. Kimi zaman bağlılıklarınızı, kimi zaman öfkeleriniz sorgulaya biliyorsunuz. İki Ruh’un dirilişine ve bu uğurda kaybedilip tekrar kazanılanları hem sevinç hem de endişe ile okuyacaksınız. Kitap bir ilk eserden ziyade profesyonel bir yazardan çıkmışcasına sizi etkileyip devamını sabırsızlıkla bekletecek türden. İki kayıp ruhun çarpışması, insanlığın son mu? Şahit olacağınız inanılmaz kurguda kitabın bitmesini istemeyeceksiniz.