Kitap gün içinde onu okumayı boş vakite sığdırmak yerine onu okumak için zaman yaratmaya sizi mecbur bırakıyor. Gün içerisinde de sizinle olsa da olmasa da beyin loblarınızın içinde dans eden bu satırları görüp kokusunu hissedebiliyorsunuz tıpkı hayatlara dokunan bir seyyah gibi..
Doktorun hasta, hastanın doktor, öğrencinin öğretmen olabilmesi gibi durumlara birçok kez şahit olduğumuz sayfalar bize de ne zaman nerede hangi sıfatta bulunacağımızın bir öneminin olmadığını asıl olanın ruhlardaki ışığa dokunabilmek olduğunu hatırlatıyor. Böylece kendimizi tanımlamaya ne kadar zorlasak kelimeler arasak da etiketlerimizden teker teker kurtulup "sıfatsız" olarak içimize birçok şey'den sığdırabileceğimizi de göstermiş oldu.
Okurun "Nietzsche'de", "Breuer'de", "Freud'da", "Salomé'de" ve daha birçok karakterde kendinden parçalar bulması olası. Yaşama dokunan, düşünmeye itekleyen, bazen tebessüm ettiren ve yürüdüğümüz yolları sorgulattıran bu sayfaların bize ayna oluşunu izlemek büyük zevk.
Hakikate bakmaya cesaret aşılayan kitap, ışığın gözleri kör etmesi sonucunu ortaya çıkarsa da gözler kapalıyken bazen daha iyi görebileceğimizi fısıldıyor.
Bize bu satırları veren her olaya kişiye zamana,, minnetle