aysu şirin

Sabitlenmiş gönderi
“Geçip giden her ay sizi korkunç sona biraz daha yaklaştırıyor. Zaman sizi kıskanıyor; gençliğinizin gülleriyle, zambaklarıyla savaşıyor. Zamanla renginiz solacak, yanaklarımız çökecek, gözünüzün feri gidecek. Öyle çok acı çekeceksiniz ki... Ah, gençliğinizin kıymetini bilin. En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımızın hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hiçbir şeyi ıskalamayın. Hep yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkunuz olmasın... Yepyeni bir hedonizm; işte çağımızın ihtiyaç duyduğu şey budur. Siz bu felsefenin kanlı canlı sembolü olabilirsiniz. Sahip olduğunuz bu kişilikle yapamayacağımız şey yok. Dünya yalnızca bir mevsimliğine sizin...”
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
384 syf.
·
Not rated
·
Read in 48 days
Bir Nefes İstanbul
Aret Vartanyan
7.4/10 · 221 reads
kendime - bir
“Bir de dikkatimi çeken şey insanlar genelde konuşabilmek için eşit seviyede ve eşit bilgi birikimde olmayı bekliyorlar.. biz öğrendiklerimizi mezara götürmek için mi öğreniyoruz gerçekten diye düşünüyorum ya da zaten bilen insanlarla aynı şeyleri ve aynı konuları konuşmak için mi? Şu değil demek istediğim alalım kör cahilleri eğitelim bize yetişsinler ama bazen benim kadar bilgisi yok diye bile konuyu henüz açmadan kapatabiliyoruz belki öğrenecek ve hoşlanacak kapasitesi var eee isteği de var belli, ama ilk adımda anlaşamadık diyip dönüp gidiyoruz. Karşımızdakileri insan değil küçük boş kutuları olan ve bizim tiklediğimiz anketlermiş gibi görüyoruz.” ~ benden ~ 23.05.2024 ~ 01:09 ~

Reader Follow Recommendations

See All
aklıma esene g(y)el - dört
“‘Sayma!’ diyorum kendime geçip giden günleri, üst üste topladığın seneleri.. hem kim öğretti ki bana abaküsle bu anlamsız matematiği. Sayılar arttıkça eksiliyorum, eksiltiyorum.. sahi hangi evrenin matematiğinde yanlış yapmamış oluyorum? Sen hiç ağlarken gözlerinden kaç damla aktığını saydın mı? Hangi damlanın kime ya da ne için aktığını, akarken kalbinden ne kadar eksilttiğini, geriye doğru saramayacağın kayıplarını hiç düşündün mü? Yoksa onlar feda edebileceğin yasların en küçüğü müydü? Küçültmeye çalıştığımız acıların bizi paramparça eden şeyler olduğunu, önemsiz kategorisinde depolarsak daha az yıpranacağımızı, olmamış sayarsak normalleşebileceğimizi düşünmek istiyoruz değil mi? Bugünü kurtar aferin, peki ya yarın.. yapayalnız, anlayandan yoksun, sadece eleştirmek için doğmuşlardan kaçmaya çalışırken, toplumun yadırgadığı yanlarını sessizce sevip sararken yine yalnız.. Kendimize sarılmaktan yorulduk, hepsi geçecek demekten yorulduk. Bunu bizim için yapacak bir yürek aramaktan yorulduk. Bu ucu bucağı görünmeyen yalnızlığımızdan yorulduk. Keşke bunların hepsinin doğru çözümlerini de öğretseydi abaküslü öğretmen. Belki o zaman hatasız yaşayabilirdik birçok şeyi.” ~ ben’den ~ 22.05.2024 ~ 22:12 ~
“Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir. Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız.”
Sayfa 432 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
18.2k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.