Ah Aziz Nesin üstadım asırlarca değişmeyecek
50 YILDA DEĞİŞMEYEN ŞEYLER...
Biz, kadınlara hak verdik, erkeğe eşit hak verdik de, evli kadına ad veremedik..Halk içinde evli kadının iki adı vardır : Aile, familya.. Aile demek, familya demek, familya demek, evli kadın demektir.. Zavallı ailenin, zavallı familyanın çektiğini, yeryüzünde hiçbir yaratık çekmez. Bir komşumuz gece gündüz karısını döverdi. Artık kadının bağırmalarına, ağlamalarına bir gece dayanamadık da, bekçiye söyledik. Bekçi bize ne dedi biliyor musunuz : "Bugüne bugün nikahlı familyası gardaşım. Biz garışamak !.. Döger de söger de.." Arasına girilemeyen çok şey vardır. Amma koca ile familyanın arasına hiç girilmez.. Bizde çoğunlukla "aile" işte budur. Kocası döver, isterse öldürür bile, ailesi değil mi ?.. Bir de şunu düşünelim. Bir erkek, otomobilde akşamüstü giderken kolunu karısının boynuna doluyor. Önce bu iş şoförün namusuna dokunur. Sonra orada kim varsa, arkasına düşer, karı kocayı solukları kesildiği yere kadar kovalarlar. Garda, iskelede, birbirlerinden ayrılırken karı-koca öpüşse, ahlak zabıtasından tarafik zabıtasına, belediye zabıtasına kadar hepsi üşüşür, üstüne görev olan olmayan, yoldan geçen, durup bakan, orada kim varsa, karı-kocanın arkasına düşerler. Hiç kimse de, "-Yahu ailesi değil mi, bize ne ?" demez.. Ne şaşılacak iştir. Döverken aile, severken değil ; öldürürken familya, öperken değil.. Zavallı familyalara ne istersek yapıyoruz, hatta bıçaklayıp gebertiyoruz da.. Ama zavallıları bir türlü sevip öpemiyoruz bile !.. (AZİZ NESİN'in, "Az Gittik Uz Gittik" kitabından)
Yol hiç bitmez, uzar gider
Başladığı kapıdan
Az gittik, uz gittik, vardık uzağa
Ama artık başkası devam etsin yola!
Sayfa 313
bize yapılanları gördüm, hepsini
bin ejder kuvvetinde kötüydüler
bir kuşak yok edilirse belki, çok yılın
öcünü alacaklardı; kimbilir haklıydılar
hepsini gördüm; dağılan beyinler
ucuz bir klişe kadar hakikiydi
dağılan hayatlar tevazu ile romansız
aşklar hep yarına ertelenmiş ve gizli
sırtlanlar ısrarlı sır taciriydi
annem de korkuyordu
Yol hiç bitmez, uzar gider
Başladığı kapıdan
Az gittik uz gittik ama
Gücüm yettikçe yola devam
Bacaklarım yorulsa da
Yürürüm varana dek anayola
Yollarla işler birleşir orada
Bilmem yolculuk sonra ne yana
Sayfa 99 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Yol hiç bitmez,uzar gider
Başladığı kapıdan
Az gittik uz gittik ama
Gücüm yettikçe yola devam
Bacaklarım yorulsa da
Yürürüm varana dek anayola
Yollarla işler birleşir orada
Bilmem yolculuk sonra ne yana
Biz küçükken çok büyüktük!!.
Biz küçükken aslında çok büyüktük
Bi açardık kollarımızı koca dünyayı kucaklardık
Sonra “Kirlenmek güzeldir” dediler
Herhalde bu denlisini kastetmediler
Biz içinden çıkamadan leke üstümüzde kaldı
Bu dünyaya çok geldi masumiyetimizi hak etmediler
Mesela küçücük bedenlerde dev mucitlerdik
Keşfetmenin fevkine erkenden erdik “İcat çıkarma” dediler, “Eski köye yeni âdet getirme”
Sıradanlığın oyununu bozacaktık ki
Biz yanlış yaptık yaratıcı kudretimizi yendik
Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik
Açtık ellerimizi verdikçe çoğalırız zannettik
Oysa alameti farikamızı biz yürüdüğümüz o yollarda kaybettik
Yağ da sattık bal da sattık
En sonunda ustamız öldü biz birbirimizi sattık.
MEB İLKÖĞRETİMLER İÇİN 100 TEMEL ESER
1. Dede Korkut Hikayeleri (İlköğretim İçin Uyarlama)
2. Mevlana'nın Mesnevisinden Seçme Hikayeler (ilköğretim Çocukları İçin Seçme Hikayeler)
3. Karagöz ile Hacivat (İlköğretim İçin Seçme Hikayeler)
4. Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal)
5. Ömer'in Çocukluğu (Muallim Naci)
6. Gulyabani (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
7. Şermin (Tevfik Fikret)
8.
Sayfa 159 - Gülhane yayınlarıKitabı okudu
"GİRİTLİLER ! SİZ KİMSİNİZ ?"
DİYORLAR !
NEREDEN GELDİNİZ ?
AYVALIK, CUNDA, İZMİR.....
DAHA ÖNCELERİ NEREDEYDİNİZ ?
Girit öncesi , onun öncesi, daha öncesi....
Bir zamanlar Anadolu'da ,
Konya'da, Nazilli Sancağında,
Domatestik, zeytindik..
Önceleri yeşildik..
Sonra kızardık, karardık. Tuzlandık .
Tuzlanmasak bozulurduk