130 syf.
7/10 puan verdi
İnsan olmak nedir? Sınırlarımız nelerdir? Gücümüz, kuvvetimiz ne kadardır? çok fazlamı yoksa tahminimizden de mi az? ve yaşadıklarımız hissettiklerimiz kelimelerle gerçeğe yakın nasıl tarif edilir? Bu kitap insana " Var olan duruma aslında çok az mudahale edebileceğimizi, birçok şeyin bize Yaratıcı tarafından takdir edildiği ve bu takdire bizim tepkimizin nasıl olması gerektiği konusunda doyurucu bilgiler sunuyor. Ve kaderde sana verilene rıza göster ki rahat edesin düsturunu bize ögretiyor. Telakkinin dahi mevcut duruma şükretmenin verdiği sabır kuvvetiyle kazanılabileceği gerçeğini öğretiyor." Rabbimize böyle güzel hakikatleri kulları vasıtasıyla bizlere ögrettiği için hamdolsun. Yazarımıza ise vesile olduğu hizmetlerden dolayı karşılığını kat kat versin. Selamlar...
Ay Terapisi
Ay TerapisiMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 20131,803 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Okurken çok fazla zevk aldığım mükemmel kitap.Sonu biraz buruktu ama tekrar ve tekrar okumak isteyeceğim bir eser. C. tamamen farklı bir kişilik,farklı bir insan.Geçmişi ve ailesi farklı olsaydı tamamen farklı bir karaktere dönüşebilirdi.Herkesin en az bir defa okuması gereken kitap..
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960.2k okunma
Reklam
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
150 syf.
7/10 puan verdi
Kitap karmaşık bir dille yazılmış, okunması zor. Dikkatlice ve çok yavaş okumanızı tavsiye ederim. Kitapla ilgili etkilendiğim bir kavramı, aşağıdaki paragrafta okuyabilirsiniz. "Yavaşlık ve anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Gözümüzün önüne en sıradan bir durum getirelim; Bir adam sokakta yürüyor. Birden bir şey anımsamak istiyor, ama anı uzaklaşıyor. O anda, kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor. Buna karşılık; az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan, hala çok yakınında olan zamanda, sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Varoluşun matematiğinde bu deneyim iki temel denklem biçimine girer: Yavaşlığın derecesi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın derecesi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. (....) Çağımızda unutma arzusu bir saplantı haline gelmiştir, bu nedenle, bu arzuyu tatmin etmek için hız iblisine teslim olmuştur çağımız; kendi anımsamak istemediğini bize anlatmak için hızını artırır; çünkü kendinden bırakmıştır; kendinden tiksinmektedir; belleğinin küçük titrek alevini söndürmek istemektedir.
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20181,272 okunma
MAHOMET (MUHAMMED (sav)) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi; kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu
La Légende des Siècles (Yüzyılların Efsanesi)
Canım Kızım; Meğer sanaymış yolculuğum. Burgun kendime neden yasadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı basımdan gecen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta.bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum, bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım.. Yalnızlık,
Reklam
İnsan öğrendikçe ne kadar az bildiğinin farkına varır gibi genel kabul görmüş bir düşünce vardır. Doğrusu bunu daha içselleştiremedim. Çünkü ne kadar cahil olduğumu dahi bilemeyecek kadar cahilim. (Sanırım çok bilgiliyim. Bkz. paradoks) Fakat bunun bir benzerini kitaplarda yavaş da olsa hissediyorum. Hasbelkader okudukça aslında ne kadar az okuduğumu fark ediyorum. Müthiş yazarlar var mesela. Dostoyevski, Kafka, Orhan Pamuk, Tolstoy, Kundera belki Ali Şeriati. Yaşar Kemal, Aziz Nesin. Kişisel olarak sırf bu saydığım yazarların ve nice yazarların her yazdıklarını okumam gerektiğini düşünüyorum. Bunları okudukça daha fazla okumak gerektiğini fark ediyorum/edeceğim. Okuyacak çok kitap var çok. Bana sorarsanız bütün ömrümüzü sırf okumaya vakfetsek bile yeterince okuyamayız. Bu müthiş yazarlar, kitaplar varken hala okuyacak bir kitap arayıp da saatlerini harcayan okurlara da üzülüyorum valla. :) Bu arada herkese merhaba. Şükür ki turp gibiyim. 2-3 günlük bir yatalaklık döneminden çıktım. Bu cuma sınavlar bitiyor. :)
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kendimi, bu kitabı Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sından hemen sonra okuduğum için hep şanslı görürüm. Bu sayede iki kitabı daha net bir şekilde karşılaştırabildiğimi düşünürüm. Okuyanlar umarım bana hak vereceklerdir ki Kürk Mantolu Madonna'da anlatılan aşk yer yer ütopikleşir. Erişilmesi ve yaşanması zor hâle gelir. Aylak Adam'daysa hikâye bana olabildiğince gerçeğe yakın gelmiştir. Yusuf Atılgan, olayı kafasında baştan beri o kadar iyi kurmuştur ki, ana karakter C.'nin kitap boyuncaki rahatlığını ta en başta aileden zengin oluşuna vermemizi istemiştir. En azından ben yazarın bu mesajı vermek istediğini düşündüm okuyuşum esnasında. Normal bir hayat süren sıradan bir insan asla C. gibi davranamazdı benim nezdimde. Ve davransaydı belki de kitabı bitirmeden bir köşeye atardım. Fakat C., kitap boyunca zaman zaman zengin züppeliğine kaçan tavrını çok iyi koruyor. Mesele aşk olunca gerçeklikten kopmadan durumu anlatabilecek çok az kitap vardır. Çünkü mevzuyu yazması ayrı zor, hisleri uçlara kaçmadan ve gerçekten kopmadan aktarabilmek daha ayrı zordur. Yusuf Atılgan bence, sonradan Türk edebiyatının da mihenk taşlarından olan bu kitabında, bunu çok iyi başarıyor. Soranlara hâlâ bu kitabı "okuduğum en gerçekçi aşk kitaplarından biri" olarak tanımlar ve tavsiye ederim. Ve mümkünse siz de Kürk Mantolu Madonna'yı ve Aylak Adam'ı arayı soğutmadan okuyunuz ki, edebiyatımızın en değerli kitaplarından olan bu iki kitabı işleyişleri açısından karşılaştırma imkânını kendiniz de elde ediniz. Ben, yukarda belirttiğim gibi, tesadüfen bu dediğimi yaptım ve bir okur olarak bu yaptığımdan da çok büyük keyif aldım.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960.2k okunma
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.