Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Reklam
Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık: “Üçü yirmi geçiyor” diyivermişim. Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı
157 syf.
·
Puan vermedi
Birazdan yazacaklarıma pek inceleme denilemez daha çok okulda denildiği gibi yansıtma çalışması. Üstelik okuduğum her satır zihnimde nefes aldıkça nihai bir incelemeye ulaşmam pek olası değil. Her neyse, kitabı nerede gördüm de aklımı çeldi hatırlamıyorum ama hoş bir tesadüf oldu. Bir konuda yalnız olmadığıma sevindim; tiksinti. Son haftalarda
Kuşatılmış Yaşamlar
Kuşatılmış YaşamlarMichel Houellebecq · Can Yayınları · 200187 okunma
Denize varana kadar gökyüzünü seyrettim. İhtiyar’ın kamyonetinin arkasında on altı saatlik bir yolculuk. Sarsıntıdan götüm çürüdü. İki kere mola verdik. Bana kalsa gerek yoktu ama İhtiyar “Ben senin gibi malı çıkarıp yola salamıyorum,” dedi. Adamın işemesine de karışacak halim yok ya. İlk molada bir ağacı suladık. İkincisinde hem kamyoneti hem de
Küçük İskender// Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Reklam
Biblo
BİBLO “Biraz da kil alabilirmiyim?” -"tabi ki, ne kadar lazım?..” “Yani.. , - bilmiyorum ilk defa yapacağım"... O an sanırım Bilgin’in neler düşündüğünü anlamışsınızdır. Ya bu adamı burada boğmak istemiştir ya da terslemek fakat o aksini yapmış daha nelerin olacağını da şimdiden sezmiş sükûnet ile alışverişine bir heyecan ile
Haziran 2018 Hikaye Etkinliği
Yazar: https://1000kitap.com/KadimTataroglu Hikaye Adı : Biblo Link: #30128245 “Biraz da kil alabilirmiyim?” -"tabi ki, ne kadar lazım?..” “Yani.. , - bilmiyorum ilk defa yapacağım"... O an sanırım Bilgin’in neler düşündüğünü anlamışsınızdır. Ya bu adamı burada boğmak istemiştir ya da terslemek fakat
649 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Nereden başlasam, nasıl ilerlesem bilmiyorum ama son elli sayfayı okurken yaşadığım işkenceden sonra içimi dökmek zorundayım. Birinci kitap benim için faciaydı, yorumumu okuduysanız çektiğim acının her satırdan taştığını görebilirsiniz. Ciddi anlamda okurken zorlanmış, sinirlenmiş ve kitap bittiğinde derin bir nefes almıştım. Üç kitabı da en başta
Sis ve Öfke Sarayı
Sis ve Öfke SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20202,896 okunma
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.