Hiçbir şeyi hatırlamak istemiyoruz. Yeter artık(!) diyoruz. Dönün sırtınızı geçmişe! Ne bıraktım arkamda?
— Sevin beni, dedi. Yalvarırım, sevin beni. Istırap çekiyorum çok... Korkuyorum... Yalnızlıktan korkuyorum. Sevin, sevin beni...
Reklam
Henüz vakit geçmemişken, kurtuluşunuzu bulunuz. Çünkü düşüncelerinizle hazineleriniz, tarihin çöplüğüne merhametsizce atılacak...
Kendi kendini incelemeye başladı. “Yakında otuzuma basacağım,” diye düşünüyordu. “Şu ana kadar kendiliğinden biten otlar gibi yaşadım. Bomboş bir çöl! Koyvermişim kendimi! Benzerlerime karşı ne bencil, ne kaygısız yaşamışım. Vakit geçmeden kendimi toplamalıyım.”
insan ancak arzularına uygun, ulaşabileceği birine aşık olabilirdi. Örneğin bir heykele, bir buluta aşık olunamazdı.
Reklam
Sokağa fırlamak, vahşi bir sesle: “Yaşamak istiyorum, yaşamak!” diye bağırmak geliyordu içinden.
... öyle bir dönemdi ki gerçek ve temiz duygular, temiz aşklar, adi ve modası geçmiş şeyler diye görülüyordu. Kimseler sevmiyordu, ama herkes hayatın zevkini çıkarma susuzluğu içindeydi.
Sabah gazetesinden akşam gazetesine kadar saatler akıp gidiyordu. Ekaterina Dimitrievna, çevresindeki insanlar, sadece gelecekle, zaferle barışın hayal edilen günleriyle yaşıyorlardı; bu bekleyişleri pekiştiren her şey sonsuz bir sevinçle karşılanıyordu. Bir başarısızlık haberi gelecek olsa, herkes karamsar oluyor, yılgınlığa düşüyordu. Birer manyaktan farkı olmayan insanlar, kendilerini dedikodulara, nakledilen sözlere, gerçek dışı haberlere kaptırıyorlardı. Gazetedeki bir satır onları coşturmaya yetiyordu... |İki Kız Kardeş -Aleksey Tolstoy
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.