Off. İyi yazarların, aman canım ne var, çocuk kitabı dediğin çocuk oyuncağı, yazarım gider diye düşündüğüne inanmak istemiyorum. İstemiyorum ama, bazı kitapların basılıyor oluşu bunun ispatı niteliğinde. Daha önce Javier Marias’ın yazdığı çocuk kitabını okuyunca ne dediysem şimdi de onu diyeceğim, o kadar olmamış ki, o kadar!
Kitabın en temel sorunu hedef kitlenin muğlaklığı. Bu ne bir çocuk kitabı ne de yetişkin kitabı. Çocuklar için fazlasıyla soyut ve karmaşık. Ayrıca çocuk kitaplarından beklediğimiz maceranın kendisi var ama ruhu yok.
Yetişkinleri ise hiç mutlu etmez. Müthiş didaktik bir defa. Winterson çevreyle ilgili mesajlar vermeye çalışmış kitapta. Ama bunları veriş biçimi çok acemice. Doğrudan kucağınıza bırakılan, aceleye getirilmiş mesajlar.
Bu da kitabın en temel ikinci sorunu zaten: Politik söylemin kurguya yedirilmemesi. Politik meseleleri kurguya dahil ederken en güçlü araçlardan biri imgesellik ve sembolik anlatım. Çünkü okur orada bir gerçekliğin yansımasını görür ama bu yansıma, düşünsel olarak onu içsel bir yolculuğa davet eder. Oysa bu kitapta mesaj kurguya yedirilmemiş. Karakterler de birer “söz taşıyıcı” gibi. Dolayısıyla ortaya okuru asla ikna etmeyen, eğlendirmeyen bir çocuk kitabı denemesi çıkmış.
Ben eski masalların yapı döküme uğratılıp yeniden yazıldığı kitaplara barışık biriyim . Solnit’in Sindirella’sı, Angola Carter’ın Kanlı Oda’sı nefis örnekler. Eğer ilginizi çekiyorsa onlara bir bakın derim.