Tanıdığım birilerini anımsattı ;)
🪼🪼🪼 “NE KADAR ÇOK OKUDUĞUNU FARK ETTİKÇE ŞAŞKINLIĞA DÜŞÜYORDUM; AMA ASIL ÖNEMLİSİ,HAYAL GÜCÜNÜN AZGIN COŞKUSUNUN, CANLI TAZELİĞİNİN RUHUMU TUTUŞTURUYOR OLMASIYDI!” 🪼🪼🪼
Erkek karısından, kadın kocasından uzaklaşırken ikisi de yeni buldukları "arkadaşlarına" yaklaşmaya koyulmuştu. Yeni bulduklarına, çoktandır hayatlarından çıkmış hoşluklarını, zekâlarını, çekiciliklerini, azgın arzularını gösteriyorlar, gördükleri kadar gösterdiklerinden de etkileniyorlardı.
Reklam
Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olur da, kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, humma sayıklatır, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta. Yakalandın mı bu özleyişe bitmiştir artık. Kaçarken görülürsen vuracaklarmış.. kervan yutan çöle bir düştün mü cehennem avuntusu bile kalmayacak, o kilometreleri, kilometreleri, dağlardan, yarlardan, azgın nehirlerden geçen kilometreleri aşmak bir mucize istermiş.. eninde sonunda yakalanıp bir köpek gibi, köpekliği hak ederek gebertilmek varmış.. düşünemezsin ki bunları. Büyülenmişsin bir kere. Hem de ne ile? Kah bir çift kara göz veya hasta bir ana hayaliyle, fakat bazen de bir dere boyu, bir çınar altı, bir.. bir.. işte böyle bir sefil kahve hayaliyle.
Elazığlı bir delinin (veli) Allah'a mektubu
“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;  İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakim’inin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..! Ben gam (dertlilik)
Timur'un Müslüman Çocukları Atlarla Çiğnemesi
"Bu zâlim, bu gidişle şehrimizi ele geçirecektir. pâdişâhımız yetişinceye kadar dayanmamız Imkânsızdır. Bütün çocuklarımızı toplayıp önümüze kataım. Ellerine birer rahle verelim. Bu rahlelere Kur'ân-ı Kerim'ler koyarak başları üstünde taşıtalım!.. Yavrularımızı böylece önümüze katarak kendisine, şehrimizi daha fazla tahrib etmemesi ve ahâliyi kılıçtan geçirmemesi için ricâda bulunalım. Ne de olsa bir müslümandır. Umulur ki yola gele!..” Bu tedbir herkesçe uygun görüldü. Şehirdeki sekiz on yaşlarında ne kadar çocuk varsa toplatıldı. Bunların ellerine birer rahle verildi. Rahlelerin üzerlerine de Kur'ân-ı Kerimler yerleştirildi. Hepsi binlerce çocuktu. Bu masum yavruları önümüze katarak kaleden çıktık. Timur'un şehri kuşatmış olan kuvvetlerine doğru ilerlemeye başladık. O zâlime haber vermişler. "Gelenlerin önlerinde binlerce çocuk var. Başları üzerinde, içinde Kur'ân-ı Kerimler bulunan, rahleler taşıyorlar. Ne yapalım?..” diye sormuşlar. O zâlim ne emir verse beğenirsiniz?!. “Hepsini çiğneyip geçin!..” demiş. Birden, binlerce mâsum yavrunun, azgın yabâni hayvan sürüleri hâlinde saldıran canavar düşman askerlerinin atlarının ayakları altında çığlıklar atarak ezildiklerine şâhid olduk. Zavallıcıklar kaçamıyorlar. Kur'an-ı Kerimler ise yerlerde sürünüyordu!.. ”
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.