Ah bu katı, kaskatı beden bir dağılsa, Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın! Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa Kendi kendini öldürmesini insanın! Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bunaltıcı, ne berbat Ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana! Ah ne iğrenç, ne iğrenç! Bakımsız bir bahçe ki Azgın bitkileri tohuma kaçmış, Pis, kaba ne varsa tabiatta sarmış içini.
Sayfa 13
Selma soluk almak ister gibi sustu, sonra devam etti: "Seni mutluluğa götürmesi, beni kadınlık görevime bağla­ması için hayat mı ayırıyor bizi? Böyle mi sona eriyor bu harika düş, acı gerçek böyle mi ortaya çıkıyor? Girdap böyle mi yutuyor bülbülün şarkısını, rüzgarlar böyle mi dağıtıyor güllerin yapraklarını, ayaklar böyle mi eziyor şarap
Reklam
Bütün ırmakların denize, derelerin göllere yahut başka derelere karışıp unutulduğu yahut en azgın akarsuların güçsüz kalıp çöl toprağında yok olduğu gibi kaybolan bir özel harekatçı olamazdım.
Dünyada, şu içimdeki azgın, belki de hayasızca yaşama hırsını yenecek bir umutsuzluk var mı acaba?
Sayfa 305Kitabı okudu
Bana kendi nefsim gibi kötü arkadaş ve azgın düşman bulunmaz.
Sayfa 135Kitabı okudu
Az uyku, irade kararlılığı sağlar, az konuşmak, birçok belaları önler, az yemek nefsin azgın arzularını öldürür.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.