Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Önsöz
Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu Tanpınar şiir, roman ve hikayelerinin gerisindeki estetik bilincin niteliği ve Tanpınar estetiğinin bir dil sanatı olarak edebiyatta görünüşü hakkındadır. Tarihe, felsefeye, mitolojiye, psikolojiye, Doğu ve Batı edebiyatlarına ilişkin okumalardan gelen Tanpınar kültürü, hem eserlerinin anlam ve kaynak evrenini
Kapı Yayınları - 1. Basım: Mart 2012
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Allah'ın muhabbetine talip olalım ki aşktan nasiplenenlerden olalım
Başkalarının konuşmalarını incelemeyi, yargılamayı bıraktığımız vakit bir perde kalkar önümüzden. Kendimizle baş başa kalmanın ilk adımını atmış oluruz. Allah ile yakınlaşmanın ilk adımı
Sayfa 175 - Yakamoz Kitap
- Ne demek istediğimi anlayamadınız. Çünkü kıyas yapacak hukuk bilgisinden mahrumsunuz. Eğer benim gibi Fransız, İngiliz, Yunan, Roma, Osmanlı, Arap, Japon, Çin ve Hint hukuklarını incelemiş olsaydınız sizinle anlaşmamız kolay olurdu. - Bu kadar incelemeyi niçin ve ne sıfatla yaptınız? - İşte bir doğuluyu bir batılıdan ayıran fark budur. Siz
Sayfa 340 - Timaş 1998Kitabı okudu
...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
Bizim sevimli gezegenimiz yerküre, bilebildiğimiz tek yuvamızdır. Venüs çok sıcak bir yer. Mars çok soğuk bir yer. Yeryüzümüzse uygun bir yer, insanoğlu için bir cennettir. İnsanoğlu bu gezegende evrim geçirmiştir. Fakat asıl yapımıza uygun düşen iklimimiz bozuluyor olabilir. Zavallı gezegenimizi tutarsız biçimde etkiliyoruz. Yeryüzünün çevre koşullarını Venüs cehennemine ya da Mars'ın buzul dönemine dönüştürme tehlikesi söz konusu mu? Bu soruya kesin yanıt vermek olanaksız. Yeryüzü ikliminin toptan incelenmesi, yerküremizin öteki gezegenlerle karşılaştırılması, henüz çok düşük düzeyde bir incelemeye konu olmuştur. Bunlar, üzerinde fazla durulmayan konular. Bilgisizlik ve bilinçsizlikle yerküremizin orasını burasını çekiştiriyor, uzun vadeli sonuçlarının ne olacağını bilmeden atmosferi kirletip toprağı çoraklaştırıyoruz.
Sayfa 127 - Altın Kitaplar
Reklam
Hayy Bin Yakzan
Bilinen kısa ismi ile İbn Tufeyl (ö. 1185), bir İslam devleti olarak Ortaçağ’da, Güney İspanya’da kurulmuş olan Endülüs’te yaşamış, pek çok bilim alanında uzmanlaşmış bir Arap Müslümandı. Ünlü kitabının ve kahramanının ismi Hayy bin Yakzan idi. Hayy'in kısaca özetleyeceğimiz öyküsü "yeryüzünün en ılıman ve mükemmel havasına sahip,"
Aqui­nolu Tommaso(1225-1274)öncesinde dünyanın Tanrı'yla bağlantı dışında bir anlamı ya da düzeni yoktu. Tommaso devrimi diye andığımız şey, Colin Morris'in ifadesiyle "doğa ve doğaüstü, doğa ve kayra, akıl ve vahiy alanları ara­sında" ayrım yaparak, doğal ve seküler bir bakış olanağını en azından ilke olarak yarattı. "[Aquinolu Tommaso'dan] sonra doğal düzenin nesnel olarak incelenmesi ve aynı şekilde seküler devlet fikri mümkün hale gel­di." Aquinolu Tommaso şeylerin temelinde Tanrı'nın mucizevi müdahale gücünü yadsıyormuş gibi görünen bir doğal düzen yattığında ısrar etti. Aklın kavrayabileceği bir "doğa yasası" olduğunu söyledi.Akıl nihayet vahyin gölgesinden kurtulup tekrar gün ışığına çıktı.
Sayfa 473 - Yapı Kredi Yayınları.
Jung hem içsel dönüşümü hem de Gnostisizm literatürü doğrulayıcı incelemesi yüzünden Gnosisi benimsemiş bir günümüz Gnostiği olarak görülebilir. Psikolojisinde çağdaş bir görünüm alhnda aslında Gnostik bir dönüşüm disiplini ileri sürdüğünü biliyordu. Kendi çabalanyla kadim zamanların Gnostik öğretmenlerinin çabalan arasında ta­ rihsel bir bağ
_Diyalektik Eristik Kıyas üzerine umumi fikirler: _Eristik Kıyasların birincisine yine Kıyas diyelim fakat öbürüne sadece Kıyas değil, Eristik Kıyas adını verelim. Çünkü o, gerçekte netice çıkarmadığı halde, ancak görünüşte netice çıkarır. _Kıyas, doğru ve ilk olan öncüllerden veya kendilerinden edindiğimiz bilginin, kendisinin de kaynağı ilk
Reklam
Kant'ın Ebedi Barış üzerine incelemesi (1795), yaşlılık dönemindeki zihninin zindeliğini ve tazeliğini gösterir. Bu eserde, savaşı yasaklayan bir anlaşmayla birbirine bağlı özgür devletlerden oluşan bir federasyonu savunur. Akıl, diyor Kant, savaşı tamamen lanetler ve yalnızca uluslararası bir yönetim savaşı önleyebilir. Kurucu devletlerin sivil anayasası "cumhuriyetçi" olmalıdır, diyor; ama bu sözcüğü, yürütme ile yasamanın ayrı olması anlamına gelecek şekilde tanımlar. Kralın olmaması gerektiğini kastetmez; aslında, kusursuz bir yönetime en kolay bir monarşide ulaşıldığını söyler. Terör Döneminin etkisi altında yazan Kant, demokrasiden kuşku duyar; bir yürütme gücü kurduğu için, zorunlu olarak despotizm olduğunu söyler. "Kendi önlemlerini çıkaran sözde 'bütün halk' aslında herkes değil, yalnızca bir çoğunluktur; o yüzden burada evrensel irade, kendisiyle ve özgürlük ilkesiyle çelişir." İfade Rousseau'nun etkisini gösterir; ama barışı sağlamanın bir yolu olarak bir dünya federasyonu düşüncesi önemlidir ve Rousseau'dan kaynaklanmaz. 1933'ten itibaren bu inceleme Kant'ın kendi ülkesinde gözden düşmesine neden olmuştur.
Sayfa 387Kitabı okudu
_Leviathan, her şeye egemen olan Devlet, büyük bir Ejderha, ölümlü bir Tanrı’dır. Leviathan, tüm bireylerin bedenselleşmiş biçimidir ama yapay bir bedendir. Devlet’in var olma amacı Güvenlik ve Barış’tır. Savaş gelmeden büyük bir Canavar yaratılır ve kanatları altına sığınılır. Bu büyük Leviathan‘ın doğması demektir. Herkes hemfikir olduğunda
Platon, ideal devletin nasıl olacağına ilişkin incelemesi olan Devlet'in onuncu kitabında resim veya heykelin orijinalden ayrılmasının anlamını tartışır. Platon'un yaşadığı dönemde, Sofist olarak adlandırılan felsefeciler yeni fikirler ileri sürüyordu; Sofistler şairleri ve ressamları felsefecilerin üzerinde konumlandırarak övüyordu.
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.