Al yalnızlığını gel. Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız -Aziz Nesin
Allah'tan tek istediğim, bir nüfus kâğıdı sahibi olur da resmen yaşadığım anlaşılırsa, odacı olmak… Odacı gibi var mı! Büyük bir adamın odacısı oldun mu, artık hiç korkma… Bu odacılar, hep birbirlerine benzerler. Hangi odacıya, diyelim, “Kapı nerde?” diye sorsan, sanki dünyanın en çetrefil işini sormuşsun da ondan başka da bilen yokmuş gibi kasılır, şişinir, kaşınır, bir zaman düşünür, ondan sonra diyeceğini der. Böyle eder ki, odacı deyip de geçilmeyeceğini karşısındaki de anlasın…
Nesin Yayınları
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Bayrak inmez, ezan dinmez falan fıstık
Korkma sönmez korkumuz yok bu şafaklarda yüzen al sancak kuşkumuz da yok her şafakta yüzecek bu Alsancak ancak Bir de şu ekmeği doğru dürüst paylaşsak
Sayfa 144 - Halim ŞefikKitabı okudu
Bundan sonra kötülerden kötülüklerden korkma!
Sayfa 45 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Bakın , burası çok önemli (:
Erkeklerde aşk hayatı, kızları takiple, yani ayaktan başlar. Sonra şöyle on altı, on sekize doğru geldikçe, aşk duygulan, bacaklardan yukarılara doğru çıkar. Nihayet çıka çıka, yaş elliyi geçti mi, dile gelir. Ondan sonra korkma!.. Hep dillerindedir. Kadınlar için erkeklerin en çekilmez olanlan, ne elinden, ne de dilinden bir şey gelmeyen, kırkla elli yaş arasında olanlardır.
Reklam
Buranın köylerini gezdim. İlk gittiğim köyde gece kalmıştım. Gece helaya gidecektim. - Helanız nerde? diye sordum. Elime bakır bir ibrik verip, Buraları hep hela... Şöyle açıl! dediler. Biçilmiş buğday tarlasının içine daldım, dik saplar ve kesekler arasında kendime yer açarken köyün köpekleri başıma üşüştü. Konuk olduğum evdekiler yetişmese, iri köpekler beni paralayacaklardı. Evden, komşulardan köylüler çıktı. Onlar beni çevirdi, köpekler onları çevirdi. En ortada, ekin sapları ve kesekler arasında ben, çevremde köylülerden bir halka, onların dışında köpeklerden bir halka. Köpekler havlıyor, köylüler de köpeklere, - Hoşt hoşt!.. diye bağırıyorlar. Aradabir içlerinden biri de bana - Korkma Bey, korkma, keyfine bak! diye sesleniyor. Sen keyfi gördün mü? Ayağa kalktım. En önde elimde ibrikle ben, arkada "Host hoşt!.." diye bağıran köylüler, daha dışta havlayan köpek sürüsü... Böyle bir törenle eve girdim. İşte helasız yaşayan bu köylüyü biz, hiç utanmadan, sıkılmadan, "Sen herşeyi bilirsin aslanım, senin sezişin var yiğidim!" diye sırtını sıvazlayıp onu uyutmaya, kendimizi kandırmaya çalışıyoruz.
Sayfa 226 - Nesin yayıneviKitabı okudu
Masonluk, Nostradamus, Kanlı Kontes...
(Kara Büyücü, İblis’in Peygamber'i Crowley'in ilhamları)_ _Abrahadabra; Ra-Horus’un Peygamberi. _Ölüm, köpekler içindir. _Düşkünleri ve mutsuzları ezin. Bu aptal insanların dertlerine azıcık bile endişelenme sakın. _Bir dilenci sefaletini asla gizleyemez. _Lütuf yok. Suçluluk yok. Tek kanun: İstediğini Yap. _Hayvan gibi olma,
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
494 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazarın pek çok kitabından seçilen hikayelerin bir derlemesi. Daha önce hiç Aziz Nesin okumadıysanız ilk kitap olarak denenebilir. Arka kapakta hem kitabın hem yazarın tam bir özeti var aslında. “Çocukluğumdan beri, insanı ağlatacak yazılar yazmak isterdim. Bu istekle yazdığım bir hikayeyi, bir dergiye götürmüştüm. Hikayemi götürdüğüm derginin
% Kaç Aptalız
% Kaç AptalızAziz Nesin · Kırmızı Yayınları · 200878 okunma
Reklam
Sanki önü uçurum gibi, ama ne olduğu bellisiz bir yerdeyim, bir çayır. Sisley'in peyzajları gibi biyer. Bir kadın, belki annem bilemiyorum. Birisi bana, - Korkma, diyor, şöyle kendini bırakıver, ellerini de yana aç, yavaş yavaş ayakların yerden kesilir, ölüverirsin... Korkulacak bişey yok ölümde... Kendini boş bırak, sıkma, korkma da... Uçuvereceksin... Ayakların kesilecek yerden... Haydi, bak, benim gibi... Biraz cesaret göster, sonra bişey anımsamayacaksın, hiçbişey bilmeyeceksin.
263 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.