Aziz Nesin'den bir dönem incelemesi
Atatürk zamanında edebiyatımızı yabancılara tanıtma tanıtma çabası vardı. Örneğin 1935'te, o zamanki İçişleri Bakanlığı Basın Yayın Genel Müdürlüğü, zamanın ünlü edebiyatçılarının eserlerini Fransızcaya çevirtmiş, Antholgie des Ecrivains Turcs d'Aujord'hui adlı bir kitapta toplayarak, bu kitabı bütün yabancı elçiliklere dağıtmıştır. Bu kitapta şu adlar vardır: Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Kemalettin Kami, Faruk Nafiz, Nazım Hikmet, Ahmet Kudsi, Necip Fazıl, Behçet Kemal, Yaşar Nabi, Ahmet Muhip, Yakup Kadri, Ömer Seyfettin, Refik Halid, Aka Gündüz, Reşat Nuri, Mahmut Yesari, Sadri Ertem, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref, Vedat Nedim, Cevdet Kudret. Düşününüz ki o zaman Refik Halid, Yüzellilik olarak yurtdışında sürgündü. Düşününüz ki Nazım Hikmet bir komünist şair olarak iktidara karşıydı. Ne var ki kendisine güvenen bir iktidar vardı ve bu güvenli iktidar, hazırladığı anatolijide Nazım Hikmet'e en geniş yer ayırmaktan çekinmiyordu.
Sayfa 180 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Aziz Nesin'den bir dönem incelemesi
Benim ve benim kuşağımdan olan sanatçıların, kamuyu ilgilendirecek ilgiç anıları, anlatılmaya değer yaşamları yok. Oysa bizden önceki kuşaktan hemen bütün yazarlara bakınız, hepsi de Cumhuriyet'in kuruluşunda da, ondan sonra da önemli yerler almışlar, değerlendirilmişlerdir. Onlar devlet otorisinden otoritelenmişler, ünlenmişlerdir. Atatürk'ün sofrasında, yakınında bulunmuşlardır. Onların ünü, açıkça söylemeliyiz ki, kendi gerçek değerlerinden çok, bulaşmış oldukları iktidarın otoritesinden gelmiştir. Değerlerini topluma benimsetmek, sanat güçlerini, kişiliklerini kamuya onaylatmak için ayrı bir çabaları, savaşları olmamıştır; hiç değilse bizim gibi olmamıştır. Biz iktidara karşı, iktidarın karşısında, kişiliğimizi zorla, söke söke kazandık. Bunu ne bizden önceki kuşaklar için bir yergi, ne de kendi kuşağımdaki sanatçılar için bir övgü olarak söylüyorum; bir gerçek, bir olgu olduğu için bu soruna değiniyorum.
Sayfa 179 - Nesin YayıneviKitabı okudu