Inkilâbın derinleşmesi demek, bir inkılâp şuurunun, o ınkilâbı yürüten azlık kadronun dimağından genç neslin, köylünün, şehir halkının dimağına yayılması, yerleşmesi demektir.
Çanakkale'nin melez çehresine baktık. Yüksündük. Kanaatimiz iman
şekline geldi ki: Türk milletinin esası dil değil ırk ve kan olmalıdır. Zarar
yok az olalım, azalalım. Fakat temiz ve öz kalalım. Azlık ve özlükleriyle
değil midir ki Türkler bütün cihanı doldurmuşlardır?
Yoksun budunu bay kılar, azlık milleti çokluk eder, geri kalmışı en ileri ve en üstün seviyeye ulaştırarak tarihin önüne geçilmez zaruretini gerçekleştirir.
" İnce Memed ölünce on bin, yüz bin, yüz yüz bin, bin bin, milyon İnce Memed gelecek. Neden ki dersen fakir fıkaralar çokluk, zenginler azlık...Sonunda tükenecekler."
Milattan önceki 6-4. asırlarda Aryanî milletler cenuptan mütemadiyen Türkistan'a saldırdılar. Önce İranlılar, sonra İskender'in Yunanlıları cenubî Türkistan'ı zaptettiler.
Azlık olan Türkler de Çin sınırına doğru çekilerek orada kısa bir dahili çarpışmalar devrinden sonra Kun (=Oğuz) sülalesinin idaresinde birleştiler. Bu suretle milattan önce üçüncü asrın ikinci asırla birleştiği yıllarda bütün Orta Asya'da Kunların idaresinde bütün Türkler birleşmiş oluyordu.