"Ahmet C. benim müridim olur. Ahmet'i çok kereler badeledim ve ters ilişkiye girdim. Ahmet C. dergâha kendi yakınlarını ve akrabalarını getirirdi.
"Yılmaz Y. benim müridim olur.
"Ümüt S'yi sadece badeledim. Cinsel ilişkiye girmedim. Ümüt yanında kardeşi Muhammet ve eşi Ayşe S.'yi getirdi. Ayşe'yi çok kereler
Kendini kendi yokluğunda ara,
Ve kendini terk edilmişliğin ıssızlığmda ara.
Ve kendini bulur bulmaz terk et ve yeniden ara....
A
Ve Tanrı, mekânını kaybetti
ve azaba gömüldü
ve Tanrı, bilinmeyene seslendi:
Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Miraca çıkarıldığım gece, tepemde; yedinci kat gökte şimşekler, yıldırımlar, gök gürültüleri işittim. Oraya baktığımda karınları ellerinde bazı kimseleri gördüm. Karınlarında, dışardan bakıldığında da görülebilen yılanlar vardı.
Ey Cebrail! Bunlar da kim böyle? diye sordum.
Onlar faiz yiyenlerdir, dedi."
Atâ el-Horasânî'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Selâm (r.a) şöyle demiştir: Faiz yetmiş iki günahı içinde barındırır. Allah (c.c) kıyamet günü iyi veya kötü herkese kıyam etme müsaadesi verir, ancak faiz yiyene bu müsaadeyi vermez. Çünkü o her kalkmaya çalıştığında şeytan çarpmış gibi yere düşüverir.
Hz. Ali'nin (r.a) dediğine göre; Resûlullah (s.a.v) şu yedi kişiye lânet etmiştir: "Faiz alana, faizi verene, faize şahitlikte bulunana, faiz alımı için katiplikte bulunana, dövme yapana ve yaptırana, hülleciye ve hülle yaptırang, zekatını vermeyene"
i s a b e l , s e n d e n b u n u b e k l e m e z
d i k ! / 8
6 deyip kestirip atmak yerine
1+1+1+1+1+1’i tartışarak mı geçirdik
onca acıyı,
neden gurur saydık acaba
işin kolayına kaçmak’la öz’ü birbirine karıştırmayı
çiçek nasıl toplanırdı unuttum
isabel, sen de unuttun mu
sevişirken direksiyon hakimiyetini kaybetmeyi ve
insan teninin en tehlikeli havzasından
o kapkaranlık şarampole yuvarlanmayı!