..........
Dokuz canlı kedi misiniz ki hayatı har vurup harman savuruyorsunuz? Burası öyle bir oyun alanı ki, 'yandı bitti' dediğiniz anda son sahne çoktan kapanmış olacak. Hayat, karşımıza çıkan bonus turlarıyla dolu bir bilgisayar oyunu değil; burada her level tek, her seçim final. Yanlış yola saparsanız 'geri al' butonu aramayın; çünkü bu hayatın 'Ctrl+Z' tuşu yok.
Elinizde bir bardak su var; bir yudum alıp tadına varmazsanız, o su buhar olup uçar gider. O yüzden damla damla için, her yudumun hakkını verin. Her anı dolu dolu yaşayın, sanki yarın sabah alarm çalmayacakmış gibi.
Mizah, acının zırhıdır derler, öyleyse bol bol gülün. Ne de olsa, hayat bize sunduğu en absürt komedileriyle dolu. Ağır dramın içinde bile güldürecek bir şeyler bulmak sanat ister. 'Son gülen iyi güler' derler ama en çok gülen, en güzel yaşar bence.
Yani, hayat bir kere verildi, tekrarı yok. Sahneye çıkıp bir defa sergileyeceğiz bu oyunu, o yüzden çalın tüm enstrümanları, söyleyin en yüksek notaları! Perde kapandığında, kulis yok, sadece alkışlar ya da iç çekişler var. O yüzden, son perdenin hakkını verin; çünkü bu hayat, yarım kalan işleri tamamlamak için değil, anı yaşamak için var.
..........