Ne desem, ne söylesem bilemedim. Bir gezegeni, bir dünyayı oraya ilk defa gelen, orayla yeni tanışan birine nasıl anlatırsanız benim için "Harry Potter Dünyası"nı sizlere anlatmak o kadar zor.
J. K. Rowling'in bizlere sunduğu bu dünya, bu evren büyücülerin dünyası. Ama öyle bir dünya ki her şeyi var. Bakanlıktan okula, kötü büyücüden canavarlara, bankalara, cinlere kadar her şeyi burada bulabilirsiniz. (Hobbitler dışında. Onun için doğru yeri biliyorsunuz zaten.)
Bu kitap İngiltere'deki büyücü topluluğu ve aslında her zaman bir büyücüyken muggleların arasına tıkılıp kalmış bir çocuğun hikayesi. Sağ kalan çocuğun, Harry Potter'in hikayesi. Harry'nin macerası İngiltere'deki Büyücü Okulu Hogwarts'dan gelen mektupla başlıyor gibi görünse de aslında çok maziye dayanıyor. Da o ilerideki kitaplarda...
Dediğim gibi Harry'nin bu macerası çok uzun öyle ki bu maceradan 7 hatta 8 kitap, 8 film yapılır. Ve ne kadar çok şey öğrenirseniz öğrenin asla yeterli bilginiz olmayacak çünkü bu bizim daha önce hiç tanışmadığımız bir evren. Eğer tanışmak istiyorsanız sayfalarını çevirmeniz yeter.
Herhalde ırkçılığı, toplumsal sınıflandırmaları, adaleti bu kadar güzel anlatan bir kitap bulamazsınız. Gerçekten beğenmemin sebebi bu toplumsal sorunları bir çocuğun gözünden, olabilecek en objektif, en saf şekilde anlatmayı başarması. Evet, mesajlar içeriyor ama hani bazı kitaplar vardır, bir mesaj vereceğim diye hikayeyle bağlantısı olmayan saçma sapan bir kamu spotu koyar her yere. İşte bu öyle bir kitap değil. Hikaye masumların suçlanması, insanların renklerine göre yargılanması ve sınıflandırılması üzerine kurulu. E tabi verdiği mesajlar da ırkçılığı temel alıyor. Velhasılkelam okuyun, okutun efendim. Pişman olmazsınız.
”Peki, insanlar nerede?” dedi küçük prens. ” İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor.’’ ‘’İnsanların içinde de öyle hissedersin’’ dedi yılan. ”Arada pek fark yoktur.”