Baba ailenin tek hükümranı olduğu fikrindedir ve bu fikri her türlü baskı yöntemini kullanarak aile fertlerine empoze eder. Babanın ve ailenin geri kalanlarının uyması gereken ahlâk kuralları bir değildir ve bu çarpık durumu sorgulamaya kalkan genellikle ahlâksızlıkla veya en hafifinden nankörlükle suçlanır.
İsrail'le ilgili kısım, Fremont'taki Afganları kızdırıyordu; Baba'yı Yahudi yanlısı, buna bağlı olarak da İslam karşıtı olmakla suçluyorlardı. Baba parkta çay içip rovt keki yemek için buluştuğu bu mültecileri, siyasi fikirleriyle delirtiyordu. Daha sonra bana şöyle derdi: "Anlamadıkları şey, bunun dinle hiçbir ilgisinin olmaması." Ona göre İsrail, aklı fikri petrolün kaymağını yemekte olduğu için kendisiyle ilgilenmeye vakit bulamayan Arapların ortasında bir 'gerçek erkekler' adasıydı.Alaycı, abartılı bir Arap aksanıyla, "İsrail şunu yaptı, İsrail bunu yaptı," diye sızlanırdı. "Öyleyse bir şeyler yapın, kardeşim!" Harekete geçin. Madem Arapsınız,o halde Filistinlilere yardım edin."
Malum ya, son zamanlarda aldı yürüdü, baba, amca, dayı, usta, patron, yenge, abla gibi kelimeler gırla gidiyor! Bir hısım akrabalıktır gidiyor ki sormayın!