Babam rahmetli anlatırdı. Konya sultanları, 'Ne olur ne olmaz' diye dağıtırmış Türkmen aşiretlerini ülkenin şurasına burasına... Yerini bulan, oturak olurmuş Ertuğrul Bey gibi, bulamayan dolanır dururmuş...
Sayfa 18
322 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
1940'ların Türkiye'sine Açılan Bir Pencere ve Eşeğe Tecavüz..
Ülkemizde toplumcu gerçekçilik akımının önde gelen isimlerinden Fakir Baykurt'un sekiz kitaplık öz yaşam öyküsünün bu ilk kitabında 1940'ların Türkiye'sinde Burdur'a bağlı bir köye konuk oluruz. Yazar, çocuklukta başından geçen önemli gördüğü yer yer güldüren yer yer hüzünlendiren ve ayrıca yer yer de şaşırtan anılarını
Özüm Çocuktur
Özüm ÇocukturFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 2019137 okunma
Reklam
"Hristiyan, Müslüman ayırt etmezdi babam..."
Sayfa 10
'Milletin kudurması nedir, ben o gün orada gördüm,' derdi rahmetli babam...
Sayfa 8
"Ya kopsaydı taşın biri?" Şövalye, seğiren yanağını eliyle bastırarak uğunuyordu. "Ya taşın biri kopsaydı?" "Kopmaz. Ermeni ustalar yontmuş bunları.. 'Taşın damarını bilir Ermeni ustalar' derdi, yeri cennet olası babam..."
Sayfa 3
- Kaçaklıktır. Olsun! Gitgide hiçbir utanç, hiçbir olay beni sarsmıyor. Dünya ile arama bir kara cüppeyi germeye uğraşıyo­rum! Mümkün mü? Göreceğiz! İnsanoğlu gücünün yetmeyece­ğini kestirdiği yerde çabalarsa alçaklık eder. Önceleri, bu kılıkla sokağa çıkmayı göze alamıyordum. Bavulda taşıyordum, tekke­lere giderken bu ıvırzıvırı... Bir ara, memleketten büsbütün ba­ sıp gitmeyi düşünmedim değil... Çekersin tetiği pırr der uçarsın! Gücüm yetmedi. Ölmeye gücüm yetmedi de, inanır mısınız, bu kılıkla sokağa çıkmaya yetti. Şimdi rahatım!. Elimi göğsüme gö­türüp bir hu çekiyorum yürekten... "Derviş baba" diyorlar, seviniyorum. Tarikatlar üzerinde durdunuz mu az çok?... - Hayır!.. - Ayıramaz mısınız dış görünüşten kimin hangi yolda olduğunu? - Sanmam!
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.