Kendim İçin Yaşasaydım Nasıl Bir Hayatım Olurdu?
Yeni home-office yaşamımda yine hiçbir şey değişmemiş gibi yataktan fırladığım bir sabah, aklıma bu soru geldi: “Kendim için yaşasaydım nasıl bir hayatım olurdu?” Ben de bunun hayalini kurmaya karar verdim. Bu henüz bir hayal çünkü hala bana para ödeyen şirketin patronu için çalışıyorum. Bu ise gerçek. Bu sabah uyandığımda kendim için yaşadığım
Ben çok küçükken, arefe gecesinde babaannem ellerimize kına yakardı. Şimdi aklıma geldi de, ne güzel bir şeymiş yahu. Bu kültürün son kuşağı olarak neden vazgeçtik bu adetten anlamıyorum. Merak ettim, var mı eskiden bunu yapan başka birileri?
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
DEDEMİN SAATİ Tek katlı ve bahçelerinde her tür ağacın bulunduğu o güzel mahallemizde çocuk olmak dünyanın en mutlu olayıydı. Sabah kuş cıvıltıları ile uyanır annemin hazırladığı yer sofrasında ki kahvaltımıza oturur sanki babam değil de ben işe geç kalacakmışım gibi acele ile kahvaltımı yapardım. Bardağımda ki sütü içerken mutlaka üzerime
Büyüme Masalı
Annem her gece yatmadan masal kitabı okuyor bana. Hem de hep aynı masalı: "Bir Şeftali, Bin Şeftali." Ben de küçüğüm şimdi, küçük şeftali in serüveni gibi, büyüyüp kocaman olacağım. Meyveleri, göğe uzanan dalları, kocaman gölgesi olan bir ağaç... Kırmızı Başlıklı Kız, Küçük Prens, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler... Bunlar da çok
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.