DEDEMİN SAATİ Tek katlı ve bahçelerinde her tür ağacın bulunduğu o güzel mahallemizde çocuk olmak dünyanın en mutlu olayıydı. Sabah kuş cıvıltıları ile uyanır annemin hazırladığı yer sofrasında ki kahvaltımıza oturur sanki babam değil de ben işe geç kalacakmışım gibi acele ile kahvaltımı yapardım. Bardağımda ki sütü içerken mutlaka üzerime
Büyüme Masalı
Annem her gece yatmadan masal kitabı okuyor bana. Hem de hep aynı masalı: "Bir Şeftali, Bin Şeftali." Ben de küçüğüm şimdi, küçük şeftali in serüveni gibi, büyüyüp kocaman olacağım. Meyveleri, göğe uzanan dalları, kocaman gölgesi olan bir ağaç... Kırmızı Başlıklı Kız, Küçük Prens, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler... Bunlar da çok
Reklam
Babaannem geldi aklıma sabah sabah sevdin mi demişdim kendisine; Buğulandı gözleri ve gülerek; "sevince gayri ihtiyari kurban oluyor insan" dedi.
Kendim İçin Yaşasaydım Nasıl Bir Hayatım Olurdu?
Yeni home-office yaşamımda yine hiçbir şey değişmemiş gibi yataktan fırladığım bir sabah, aklıma bu soru geldi: “Kendim için yaşasaydım nasıl bir hayatım olurdu?” Ben de bunun hayalini kurmaya karar verdim. Bu henüz bir hayal çünkü hala bana para ödeyen şirketin patronu için çalışıyorum. Bu ise gerçek. Bu sabah uyandığımda kendim için yaşadığım
Ben çok küçükken, arefe gecesinde babaannem ellerimize kına yakardı. Şimdi aklıma geldi de, ne güzel bir şeymiş yahu. Bu kültürün son kuşağı olarak neden vazgeçtik bu adetten anlamıyorum. Merak ettim, var mı eskiden bunu yapan başka birileri?
Alıntı
GENÇLER HEP GÜZELLER Eczanede anneannemin ilaçlarının gelmesini bekliyorum..Sabah saatleri… sakin... benim gibi ilaç bekleyen birkaç kişi var… Koltuklardan birinde bir teyze oturuyor, yanında 3 genç… 2 erkek, bir kız… En fazla 20 yaşlarındalar, konuşmalarından üniversitede okuduklarını, uzun boylu olan gencin teyzenin torunu, kızımızın
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.