Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
368 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
canim sikildigi icin yazdigim elestiri olmayan elestiri
(o kadar yazilmak icin yazilmis ki paylasmamayi bi dusundum belki silerim) aslinda bu kitaba inceleme yazmayacaktim ama asiri sikildim ve yapacak bir sey bulamayinca bari suna inceleme yazayim dedim. soyleyecek fazla bi seyim de yok ama olsun. (kesin yine sacmalar seksen paragraf yazarim, ne dusunuyorsam direkt ham sekilde buraya aktariyorum
Love, Theoretically
Love, TheoreticallyAli Hazelwood · Little Brown Books · 0449 okunma
Reklam
Kendim İçin Yaşasaydım Nasıl Bir Hayatım Olurdu?
Yeni home-office yaşamımda yine hiçbir şey değişmemiş gibi yataktan fırladığım bir sabah, aklıma bu soru geldi: “Kendim için yaşasaydım nasıl bir hayatım olurdu?” Ben de bunun hayalini kurmaya karar verdim. Bu henüz bir hayal çünkü hala bana para ödeyen şirketin patronu için çalışıyorum. Bu ise gerçek. Bu sabah uyandığımda kendim için yaşadığım
Ben çok küçükken, arefe gecesinde babaannem ellerimize kına yakardı. Şimdi aklıma geldi de, ne güzel bir şeymiş yahu. Bu kültürün son kuşağı olarak neden vazgeçtik bu adetten anlamıyorum. Merak ettim, var mı eskiden bunu yapan başka birileri?
Babaannem geldi aklıma :)
Adam oldukça ihtiyar, bir ayağı çukurda, ama biri dedikoduya başlasın hemen kulak kesiliyor...
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Gecenin bilmem kaçında duvara bakarak hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Bu kitabı anlatacak kelime dağarcığı ben de yok. Uzun zaman da anlatamam galiba. Etkisi benden hiç gitmeyecek bir kitap. Kitap demeye de dilim varmıyor. Sanki bir 'ruh' gibiydi çünkü... Ben de gölge gibi Nazan hanımla o ruhları takip etmiştim. Setterhan'ın halıları aklıma, genç kızken, babaannemin elleri ile yaptığı Acem halılarını getirdi. (Önceleri Acem kızları çeyiz olarak kendilerine halı yaparlarmış). Babaannem çoğunu dağıttı (hala içimde bir yaradır). Bize ise iki tane düştü. Biri hala bizim küçük odamızda yere serilidir. Ne zaman Setterhan ile halıları alıp kervana çıksak, küçük odaya geçerek, o, babannemin yaptığı Acem halısının üzerinde oturuyordum. Setterhan'lı kısımları okurken daha bir heyecanlanıyordum bunun sebebi aynı soydan, candan olmamızdı besbelli. O, mecburi bir göç yapmıştı aynı bizim aile gibi. Ama Setterhan, Birinci Cihan Harbinden sonra geldi Anadolu'ya biz ise Yavuz Sultan Selim Han'ın, Şah İsmail ile yaptığı savaş sonrası İran'dan gelip yerleşmiştik bu topraklara. Anadolu, Setterhan gibi bizim de yuvamız olmuştu. Keşke Nazan hanım gibi resimlere bakıp (o nasıl resimlerin içerisine giriyorsa) ben de bizim büyüklerin resimlerine bakıp girebilseydim o, resimden içeriye... Ve evet, Acemoğlu değil. Azerbaycan Türkmeni. Setterhan'ın dediği gibi "İran'da Türk'sün, burada Acem'sin."
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.
Evet, nereden başlasam bilemiyorum. İlk başlarda 'bilindik' bir hikaye gibi gelmişti bu roman. Sanki sürekli bildiğimiz olağan şeyler gibiydi. Evet, öyleydi de zaten. Hasan Ali Toptaş hepimizin yaşadığı, gördüğü şeyleri öyle güzel anlatıyor ki sanki kendiniz yaşıyorsunuz. Tam da bu söylediklerimden dolayı Hasan Ali Toptaş hepimizin, felsefe
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,7bin okunma
DEDEMİN SAATİ Tek katlı ve bahçelerinde her tür ağacın bulunduğu o güzel mahallemizde çocuk olmak dünyanın en mutlu olayıydı. Sabah kuş cıvıltıları ile uyanır annemin hazırladığı yer sofrasında ki kahvaltımıza oturur sanki babam değil de ben işe geç kalacakmışım gibi acele ile kahvaltımı yapardım. Bardağımda ki sütü içerken mutlaka üzerime
Büyüme Masalı
Annem her gece yatmadan masal kitabı okuyor bana. Hem de hep aynı masalı: "Bir Şeftali, Bin Şeftali." Ben de küçüğüm şimdi, küçük şeftali in serüveni gibi, büyüyüp kocaman olacağım. Meyveleri, göğe uzanan dalları, kocaman gölgesi olan bir ağaç... Kırmızı Başlıklı Kız, Küçük Prens, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler... Bunlar da çok
Ölüm
Babaannem son bir aydır çok hastaydı. Doğum günümden bir sonraki gün ise vefat etti. Köyde konu komşu, akrabalar, cenaze evine gelen seyirciler... Hepimiz toplaştık. Bütün olanları düşündükçe aklıma hocamın lafı geldi. "İçten pazarlıklı olmaktansa sivri dilli olmak seni daha güvenilir kılar." İyi ki sivri dilliyim. İyi ki ben benim.
Reklam
Babaannem geldi aklıma sabah sabah sevdin mi demişdim kendisine; Buğulandı gözleri ve gülerek; "sevince gayri ihtiyari kurban oluyor insan" dedi.
101 syf.
·
Puan vermedi
#okudumbitti #ArzuKadumi #ÇalBahtiyar #101sayfa #NisanAyı1ciKitap "Binnaz'ın neşesi, Ferit'in evlendiğini, Ziya'nınsa okumak için İstanbul'a gittiğini öğrenince ayazda kalmış kırmızı çiçekli tilkikuyruğu gibi sönüverdi" Selam kitapcanlar. Alıntımızdan da belli olduğu gibi eğlenceli bir eser yorumuyla geldim. Daha doğrusu yorum değil de
Çal Bahtiyar
Çal BahtiyarArzu Kadumi · Şule Yayınları · 201532 okunma
Kar yağışını görünce aklıma küçükken bir misafir geldiğinde babaannem bize ( benden bir yaş küçük amcam ve kardeşime) : "mirişka reş ve dikê mezın bıgrın binin ezî şerjîkım" Türkçe meali (siyah tavuğu ve büyük horozu yakalayın getirin keseceğim) dediğinde o tavuk ve horozu yakalamak için mücadelelerimiz aklıma geldi istemsizce:) her misafir geldiğinde tavuk kovalamaca mecaramiz başlardı .düşmeler ,kalkmalar sonrasında pes etmeler ,bir de kış oldu mu bu kovalamacanın ayrı bir mecarasi olurdu.:)
Kahveyi yaptım tam kupaya koyarken Babaannem geldi aklıma. O çok severdi dedim içimden. Şimdi onsuz nasıl boğazımdan geçecek bunu bilmiyorum işte.
310 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Kitabı bırakıp tavandaki merteklere öylece bakakaldım. Gecekondumuz yıkılıyor, o tahtalar düşüp de biz altında kalıyorduk ablamla. Evimizin tahta kapısının çalınmasıyla irkildim birden. Sobanın yanına yapılmış yatağımda doğrulup, kapıdaki çocuk sesinin babaanneme, insanın "ilerleme" diye biriktirdiği ne varsa hepsini çöpe atan sorusunu yinelediğini duydum: "içeri girip biraz ellerimi ısıtabilir miyim?". Babaannem'in bir köşede usul usul ağlamaları geldi aklıma; ölen ilk kocasına mı ağlıyordu yoksa dedeme mi? Dedem babaannem ile evlendiğinde yaşlı olmasaymış belki de görebilirdim onu. Hasan'ın dedesi o kadar pısırık olmasaydı belki Kevser'le evlenir, Hasan'ın çocukluğunda o da hayatta olur, kim bilir Hasan da anne babasının kavgaları şiddetlendiğinde istediği gibi gidip o aşkın gölgesinde dinlenirdi. Hasan'ın babasının çalışmaya diye evden kaçış gibi gidişlerinin ardından babamın gurbete gidişleri masmavi bir silah kabzasına tutunup çıkageldi Libya'dan. "Var mıyız ki yok olmaktan korkuyoruz?"
Kayıp Hayaller Kitabı
Kayıp Hayaller KitabıHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20171,267 okunma
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.