363 syf.
·
Not rated
Merhabalar Talebe, yazarın gerçek hayat öyküsü. Mormon inancında bir ailede doğan, küçük bir kasabanın dışında, bir dağ eteğindeki evde büyüyen bir kızın anıları. Tara, ağabeyinin teşvikiyle girdiği sınavı kazanıp üniversite eğitimi alma imkânı bulmuş. Sonrasında gerçek dünyayla, gerçek ancak Tara'yla tanışabilmiş. Aşırı dindar hatta bence yobaz bir aile, ruhsal açıdan dengesiz bir baba, şiddet eğilimli korkunç bir ağabey, tehlikelerle dolu, okulsuz, hastanesiz, ilaçsız bir hayat. Başlarda yazarın kalemini sevmediğimi hissettim ama ikinci bölümden itibaren anlatım da anlatılanlar da beni içine çekti. Belki başlarda küçük bir kızın bakış açısı ve algısıyla anlatıldığı için durgun gelmiş olabilir. Ama üniversite ve sonrası muazzamdı. Tara'nın babasından, her şeye rağmen, babam diye bahsederken annesinden kitap boyunca anne diye bahsetmesi dikkatimi çekti. Dehşetle, korkuyla, öfkeyle okudum. İçim acıdı, gözlerim doldu. Duygudan duyguya savruldum. Çok etkileyici bir kitaptı. Bize ulaşmasında emeği geçen herkese ve çevirisini yapan sevgili
Duygu İnci Bozbıyık
Duygu İnci Bozbıyık
'a teşekkürler. Sevgiyle kalın .
Talebe
TalebeTara Westover · Domingo Yayınevi · 20193,159 okunma
Edip Cansever - Masa Da Masaymış Ha
Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kâseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta İşte onu koydu Kimi seviyordu kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu masaya dokuzu Pencere yanındaydı gökyüzü yanında Uzandı masaya sonsuzu koydu Bir bira içmek istiyordu kaç gündür Masaya biranın dökülüşünü koydu Uykusunu koydu uyanıklığını koydu Tokluğunu açlığını koydu. Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu Adam ha babam koyuyordu.
Reklam
Son 100 sayfada olan bi çok şeye şaşırdım ama en çok buna şaşırdım valla
Prens, "Ambra," diyerek konuşmaya başladı. "Sana o şekilde evlenme teklif ettiğim için çok üzgünüm." Ambra'nın kafası karışmıştı. O sırada aklından geçen son şey, prensin ona televizyonda evlenme teklif etmesiydi. "Romantik davranmaya çalışırken seni çok zor bir duruma soktum. Sonra da bana çocuk sahibi olamayacağını söylediğinde kendimi geri çektim. Ama aslında sebebi bu değildi! Bana daha önce söylememiş olmana inanamıyordum. Fazla hızlı davrandığımı biliyorum ama sana deli gibi âşık oldum. Seninle birlikte bir hayata başlamak istedim. Belki de babam öleceği için-" Ambra, "Julián sus lütfen," diyerek sözünü kesti. "Özür dilemene gerek yok. Ayrıca bu gece çok daha önemli şeyler..." "Hayır, daha önemli bir şey yok. Benim için yok. Sadece olan bitenler yüzünden çok derin bir üzüntü duyduğumu bilmeni istiyorum." Ambra aylar önce âşık olduğu ciddi ve nazik adamın sesini duyuyordu şimdi. "Teşekkür ederim Julián," diye fısıldadı. "Sözlerin benim için çok büyük anlam taşıyor."
Sayfa 503 - Ambra-JulianKitabı okudu
Babam bana görev ve onurun hayata her şeyin önünde olduğunu öğretti. Sözünde durmayan insan hayvandan farksızdır. Son Savaşçı 0:51:15
Ayrıca imkanım olsa terör örgütlerine veririm oyumu çünkü bu devletin yıkıl­masını istiyorum, çünkü annem babam öldügü zaman hiç­ bir şey yapmadı devlet, ayrıca Yasemin düşünmek için süre istedigi zaman hiçbir devlet büyügünün araya girip işleri yoluna koymak için çaba sarf ettiğini de görmedim. Hep boş vaatler; yaralar sarılmadı.
Karım kardeşim anam babam dâhil, Hiç kimselere dert anlatamadım.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
"Babam bir defasında Philip'in kendisine söylediği bir Japon atasözünden bahsetmişti: Yedi kez düşersen sekiz kez ayağa kalk"
Sayfa 163
İki babam sayesinde kendi fikirlerimi geliştirdim. Zaman gösterdi ki, herhangi bir görüşü sorgulamadan reddetmek ya da benimsemek yerine kendi adıma düşünmek en değerli varlığım oldu.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.