Babaya Mektup, aslında hemen hemen içimizde farklı farklı kişilere karşı sakladığı mektuplar vardır, hiç kimsenin asla bilmeyeceği, ta ki kâğıda dökülene kadar.
Resim 1930 yılının Eylül ayına ait aile fotoğrafından.
"Babaya Mektuplar" kitabında şöyle diyordu:
"Yazılarım hep seninle ilgiliydi; orada yaptığım tek şey, senin göğsünde ağlayamadığım şeyleri ağlayarak anlatmaktı."
Franz Kafka'nın annesi Julie Löwy, 23 Mart 1856'da Doğu Bohemya'daki Elbe kıyısındaki Poděbrady'de burjuva bir Yahudi ailesinde doğar. Julie'nin annesi genç yaşta tifüsten ölür, zengin bir bira fabrikası sahibi olan babası, mülkünü kârla sattıktan sonra aileyi Prag'a taşır. Prag'da kız evlilik yaşına gelir ve Prag'da Güney Bohemya'da doğmuş bir iş adamı olan Hermann Kafka ile evlenir. Evliliklerinden bir yıl sonra çiftin bir oğlu olur, bu Franz Kafka'dır. Diğer iki oğlu da bebekken ölür, bu yüzden Franz tek oğul ve mirasçı olarak kalır ancak onu üç kızı izler; Elli, Valli ve Ottla. Julie oğlundan on yıl daha uzun yaşar, 27 Eylül 1934'te ölür ve Prag'daki Yeni Yahudi Mezarlığı'ndaki aile mezarına gömülür.
.
.
.
Babaya Mektup kitabı bence Franz Kafka'nın en iyi kitabıdır. Çünkü biz Babaya Mektup kitabında Dönüşüm'deki o yabancılığı anlayabiliyoruz. Sadece Dönüşüm okudum zaten Franz Kafka'dan bir de Babaya Mektup'u. Ama Babaya Mektup'ta Kafka düşüncelerini o kadar mükemmel bir şekilde ifade etmiş ki o kini, o korkaklığı müthiş hissetmişiz. Ve zaten Dönüşüm adlı eserinde de bu temayı mükemmel bir şekilde işlemiş. Ve biz aslında neden Gregor Samsa karakterinin babasının, adını hatırlamıyorum, unuttum. Ne kadar baskın olduğunu görebiliyorduk Dönüşüm kitabında. Bunu da işte Babaya Mektup kitabında anlayabiliriz. Babaya Mektup kitabı elli altı sayfalık, kısacıktı kitap. Herkes yani okuyabilir. Ben yaklaşık otuz dakikada falan okudum. Ama gerçekten bir mektup olmasına rağmen inanılmaz baskın bir kitap. Duyguları müthiş bir şekilde ifade edilmiş. Benim çok sevdiğim bir kitaptır. Ayrıca mektupların benim için özel bir yeri var. Mesela Kafka'nın Milena'ya Mektuplar okuyacağım Babaya Mektup'tan sonra. Ve ben de bu aralar bir tane Hocama Mektup yazmayı düşünüyorum. Hatta yazdım ama yarım kaldı, on sayfa falan yazdım bitti. Ama kısmet olursa ileride bunu müthiş bir mektup kitabına dökeceğim. Çünkü abi mektup ve şiirin yeri benim için çok ayrı. İkisinin de duygularını inanılmaz bir şekilde ve gizli bir şekilde ifade edebiliyorsun. Bu özelliği de çok seviyorum. Babaya Mektup kitabı da gerçekten müthiş bir kitap. Herkese okumasını tavsiye ederim. 
Babaya Mektup Franz Kafka