“Bu günlerde ana babaya sadakat ailenin geçimini sağlamak olarak anlaşılıyor. Ancak köpeklerle atlar da aynı şeyi yapıyor. Saygı olmazsa ikisini birbirinden nasıl ayırabilirsiniz?”
Psikoloji alanından okunabilecek yalın dilli oldukça akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Herkese hitap edebilecek bir dili var yani psikoloji alanından olmayanların dahi rahatça kavrayabileceği bir eser olmuş. Kitapta vakalar olay üzerinden aktarıldığı için hem danışan hem de terapistin gözünden görme şansını elde ediyoruz. Bu yazı inceleme
Musa'nın kanununda bulunan anaya babaya saygı, kimseyi öldürmeyeceksin, zina yapmayacaksın, çalmayacaksın, yalan tanıklık etmeyeceksin, komşunun karısına ve malına göz dikmeyeceksin gibi kurallar Sümer kanununda da aynı.
Babaya Mektup kitabı Franz Kafka nın babasına yazdığı ancak okunmayan bir itiraf mektubudur.
Kitap Kurgu öykülerden değil bizzat kendi yaşayıp hissettiği duygulardan oluşuyor. Kısa ama sindirilerek okunması gereken bir kitap. Bir çırpıda okunan akıcı eserden değil,anlamak için iyice odaklanmamız gerekiyor.
Kitapta Kafka nın babasının ona karşı tutum
Kitap bir roman olmasından ziyade bir hikayeler zincirine takılmış dönüp duruyor. Ölümün arasında kalmış bir insanın ölümü düşlemesi ve düşünmesi. Kitapta bir çok karakter var gerekli gereksiz, bir de mercanımız var. Mercanı, ben Ayvalıkta denizin dibinde toplanmış bir resifin ateş renginde olan bir canlısı olarak görüyorum.
Suyun içinde ve bir toprağın üzerinde. Hep bir kusma eylemi içinde, ölüme kusma, intihara kusma, hayata kusma, babaya, anneye, her şeye kusma. Mercanın etrafında ki bunca insan bir balık ve Mercanın olduğu resifte mercandan zehirleniyor gibiler.
Kitapta mübadele var. Savaş var, iyi ermeniler var kötü ermeniler var, iyi türkler var kötü türkler var. Kitapta insan var. Seksenler var (dizi olmayan) işkence görmüş üniversite öğrencileri ve hayatına girip çıkan bir çok insanın onun hayatından önce nezarethane tanışı olması var.
Kitap bir hikaye kitabı olarak okunursa daha verimli olacağına inanıyorum. Bazı isimler aynı olsa bile hikayeleri farklılaşıyor. Kitap gündelik hayatın bir çok noktasında dolanıyor. Tabii ki bu gündelik hayatın farkındalığını kazanmak için bir kaç kuşak öncesiylr sohbet etmenizde fayda var. Kaygı hep aynı kalacak, hiçbir zaman değişmeyecek fakat yaşanmışlığının nasıl değiştiğini anlamak biz okurlar için ders niteliğinde olacak.
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş.
Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta.
Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak.
Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak.
Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, herşeyini.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu