" Neden hiç ağaç yok ? " diye sordum sürücüye. " İsrail bu bölgedeki ağaçları söktü. " dedi sürücü. " Ağaçların güvenliklerine karşı nasıl bir tehdit oluşturduğunu düşünsenize: Tanklarından birinin tepesine bir portakal düşebilir. "
Sayfa 331Kitabı okudu
''Elbette bahar güneşi parlatacak ıslak ağaçları. Ve tuza banarak erik, çağla, taze badem yiyeceğiz elbette.” Orhan Kemal
Reklam
Ekber, Afgan turist bürosunun 1967'de yayımladığı bir gezi rehberini okuyup eğleniyor."Yol kenarında çocuklar durmuş, pembe laleler satıyorlar" diye yazıyor."İlkbaharda vişne, kayısı, armut ve badem ağaçları seyahat edenlerin ilgisini çekebilmek için birbirleriyle adeta yarışıyor. Bir çiçek tarlası Kabil'den başlayarak yol boyunca insana eşlik ediyor." Bu baharda bombalara, füzelere, üç yıllık kuraklığa ve zehirlenmiş kuyulara dayanarak ayakta kalabilmiş bir iki isyankâr vişne ağacı görülebiliyor.Ancak, vişnelere erişebilmek için mayınsız bir patika bulmak mümkün mü acaba?
İki çeşit ağaç zamanın ve renklerinin değişmekte olduğunu bize bildirirdi; badem ve nar ağaçları. Badem ağaçları yavaş yavaş, nazlı bir gelin gibi, beyazlarını kuşanmaya başlardı. Nar ağaçları da ilkin yeşillere bürünür, ardından o kırmızı, kan kırmızısı çiçeklerini açardı. Badem ve nar ağaçları bir renk cümbüşünün halaycılarıydılar..
Sayfa 16 - ithakiKitabı okudu
Badem Ağacı
"Baharı müjdeler onlar.. Özlediğimiz baharı..." Çünkü, özlenen baharlar vardır.. soyca, sopca, ümmetce özlenen baharlar. Ve, onların da müjdecileri, badem ağaçları vardır. Gün döndüğünü en önce onlar duyar, sezer, anlarlar. Müjdelerler baharı.
Sayfa 148 - OtukenKitabı okudu
Reklam
"Neden hiç ağaç yok? " diye sordum sürücüye. "İsrail bu bölgedeki ağaçları söktü." dedi sürücü. "Ağaçların güvenliklerine karşı nasıl bir tehdit oluşturduğunu düşünsenize: Tanklarından birinin tepesine bir portakal düşebilir.."
Sayfa 331Kitabı okudu
Özlediğimiz baharlar vardır... Soyca ,sopça,ümmetçe özlenen baharlar ve onların da müjdeleyicileri ,badem ağaçları vardır . Gün döndüğünü en evvel onlar duyar, sezer, anlar.
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Yaşam
Ben sadece kendi ülkemin şairinin eserini okurum başkasının dili uymuyor, uysa bile çeviri şiir orijinal anlamını taşımıyor diyenlerdenseniz Henrik Nordbrandt'ın şiirleri karşısında şaşırmaya hazır olun. Aslen Doğu Dilleri Bölümü mezunu olan Danimarkalı yazarımızın ilk şiirlerinde (bu dönem Soğuk Savaş yıllarında) kentlerdeki toplumsal çözülmeyi şiirlerine konu edinmiş. 1970'lerde ise sık sık geldiği Akdeniz, Türkiye ve Yunanistan, şiirlerinde kendine büyük bir yer tutuyor. Buraların güzelliklerini betimlerken ise edebi bir kaygıdan fazlasıyla uzak. Denemelerinde de sık sık Türkçeye olan aşkını dile getiren yazarın şiirlerinde Türkçe kelimelerle yaptığı oyunlar, memleketimizin güzelliği anlatan dizeler ve hayranlıktan öte olarak adlandırabileceğim bir sevgi var. Üslubundan bahsetmem gerekirse kullandığı biçim bize hiç yabancı değil Yunus Emre ve Orhan Veli'den de etkilenerek oluşturduğu üslubunda Kavafis'in etkileri görülünce eşi benzeri olmayan bir tarz yaratmış oluyor. İmgelerde ise en çok kiraz ve badem ağaçları ayrıca gülü görüyoruz. Sevgiliye seslenirken ki anlatımı ise kesinlikle okumaya değer. 'Bir Yaşam' adlı şiirinde ise belki bizi bizden daha iyi anlatıyor... #bikottiokuyor
Her Sözcüğü Bir Aşk İlanı Gibi Duyumsuyorum
Her Sözcüğü Bir Aşk İlanı Gibi DuyumsuyorumHenrik Nordbrandt · Can Yayınları · 201290 okunma
Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. Okyanusları mavi olmayan. Benim için hayat, Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı. Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela. Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda. Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara Bir gül parasına satardı. Oğlan kıza bir gül alsa Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
Reklam
"Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. Okyanusları mavi olmayan. Benim için hayat, Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı. Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela. Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda. Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara Bir gül parasına satardı. Oğlan kıza bir gül alsa Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı." Didem Madak/Kalbimin En Doğusunda
623 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.