Yahu kadın!
Ben seni darmadağın seviyorum,
nedir bu derli toplu olacağım derdi?
Saçın dağınıkmış,
üstün başın berbatmış,
yüzün, gözlerin yorgunmuş,
bunlardan bana ne?
Geceler boyu yüzüme gözüme bulaşan başkası sanki!
Ben seni, benim dağınıklığıma
karışasın diye sevdim...
Hangi ağacın bir diğerine karışmış
kökleri düzgün ki?
Hangi dağ bir öbürünün hizasında?
Hangi göl kıvrım kıvrım değil?
Hangi bulut öyle?..
Onlar kadar dağınık,
onlar kadar güzelsin diyorum,
uzayan gölgem ol,
karanlığınla bile dokun yeter diyorum,
dinletemiyorum!
"Nerdendir, diyordunuz, bu garip hüzün sizde,
Çıplak, kara kayaya yükselen deniz gibi?
-Bağ bozumu bitmeyegörsün yüreğimizde,
Bir yük olur yaşamak. Bu herkesin bildiği"
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sait Maden, 6.BasımKitabı okudu
"Nerdendir, diyordunuz, bu garip hüzün sizde,
Çıplak, kara kayaya yükselen deniz gibi?"
-Bağ bozumu bitmeyegörsün yüreğimizde,
Bir yük olur yaşamak. Bu herkesin bildiği
Bazı şairler vardır, kalemlerine öyle tutulursun ki senin için bir yaşam tarzı haline gelir dönüp dönüp onu okumak. Sanki hiç bitmeyeceği düşünülen sevdalar gibi bitmeyeceğini düşünürsün ondan okuyacağın dizelerin.
Geçtiğimiz günlerde kitap alışverişine çıkmıştım. Gözüm hemen şiir bölümüne gitti. Ve Tabii Şükrü Erbaş'lara.
şimdi o gözlerde,
vakitsiz yağan yağmurlar var,
hasat mevsimi bitmiş bahçelere
sağnak sağnak yağacaklar.
belki gönlünde gökkuşağı açacak
ama, altından çocuklar geçmeyecekler.
su yerine zehir akacak ırmaklarından,
hiç kimse içmeyecek...
ya ben,
şimdilerde bir bağ bozumu hüznü var içimde,
üzümlerim gazap üzümü
şaraplarımsa gözyaşları...
sen güz güneşinde, sanki kanadı kırık bir kuş,
konmuştu bahçeme,
ona şefkatle eğilirken
pır diye uçtu birden
kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik,
ve inancımla birlikte...
..
.
Seni seviyorum. Sen de beni sevme..
Bir portakal ağacının hayatı boyunca yetiştirdiği 18.000 portakaldan sonuncusu ol,
Ve C vitamini olarak girdiğin vücuttan büyük bir fikir olarak çık esatiri yunaniye seni de yazsın.
Benim için zeytin fidanı dik, zamanla ölmez ağacı olur adı;
yaşar ve yaşadığı sürece hiç kimseyi öldürmez.
Bir kitapçıya
Ay beşiğim, şirin uykum, güneş hecem
Uyandım, sen oldum, giyindim dünyayı
Deniz balkonda yapraklanıp duruyor
Çembercik kuşu pencerede sabah duası
Bir bağ bozumu şarkısı saçların yastıkta
Öyle bir sonsuzluk ki ömrün ömrümde
Düşünüyorum da, sanırım Didem Madak'ın ah'ı var üzerimizde o yüzden böyle ters gidiyor her işimiz. Oysa biz kıymetini bilme yolunda güzel adımlar atmıştık. Son paramızla Sivas Kitap Fuarında bütün kitaplarını almanla. Ama yetmedi sanırım. Durumumuz ortada..Yine de sen Didem'in vasiyetini yerine getirdin de. Benim dalgınlığıma gelmedi Didem..
Kötülük yastığı üstünde sallar durur
Şaşkın ruhumuzu koca iblis her zaman... ( S. 1 )
Baudelaire bu kitap için '' Anlaşılmamış ya da çok az anlaşılmış olmanın bir övüncü varsa, ben bunu bu küçük kitapla çarçabuk elde ettim.'' diyor ve ekliyor '' Dostlarımdan biri, büyük bir ozan, bana: ^Bütün yaşamınız üstünde bir kara leke gibi kalacaktır bu kitap^ diyordu daha başlangıçta. Gerçekten de, başıma gelen bütün tatsızlıklar, bugüne dek, onu haklı çıkardı. Ama ben, kinden sevinç çıkarmayı bilen, aşağılamalardan övünç duyan o mutlu kişilerdenim. Aptallığa şeytancasına tutkun beğeni anlayışım kara çalmanın kılık değiştirmelerinde özel zevkler bulduruyor bana''
Ben şiirlerin dilini, bakış açısını sevdim. Kötülüğe zaaf barındıran satırlar ile kötülüğü yeren satırlar arasındaki gelgitler kendine has bir denge oluşturmuş. Herkeste az ya da çok, ama mutlaka bulunan karanlık yönlerin dışa vurumu gibi hissettim. Yazarın çok duyarlı pesimist yanının doğurduğu şiirleri ''Kötülük Çiçekleri'' adı altında bulmamız bir yerde yin yang gibi de sanki. İyiliğin içindeki kötülük, kötülüğün içindeki iyilik. İkisinin birbirine dönüşen hali de gerçek dünya, gerçek insan...
Bağ bozumu bitmeyegörsün yüreğimizde,
Bir yük olur yaşamak... ( S. 37 )
Keyifli okumalar...
Kötülük ÇiçekleriCharles Baudelaire · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20152,663 okunma
Yeryüzünde
Karınca azabına uğratılmış müslümanların
En yoksulu insanların
En çok ezilmişi
Ezilmişlerin bile ezdiği
Acımalarından yenilgileri
Susan susturulan
Değiştirilip dönüştürülen
Tarihi ekşitilen
Faydalanılan şelâlesinden
Ama içecek sudan yoksun edilen
Sökülüp atılan coğrafyasından
Bağ bozumu mantığından
Çocuklarına düşünce tozu serpilen
Kuşlukta kuşkulu
Öğlede eğlenen
Bir küme yapılan halkı
Götürülüp uçurum kıyısına
Bir ölü kuzgun gibi bırakılan kent
ANADOLU MEKTEBİ YAZARLARI
Anadolu Mektebi yazarları; yerli, milli, manevi ve evrensel insani değerlere sahip olan, bu değerler temelinde hayatlar sürüp toplumumuza bu değerleri telkin eden yazarlardan seçilmiştir.
YAZAR LİSTESİ
1. Mustafa Kutlu
2. Tarık Buğra
3. Cengiz Aytmatov
4. Samiha Ayverdi
5. Ahmet Hamdi Tanpınar
6. Cengiz